Mevcut ABD Başkanı joe Biden, Ukrayna kararı sonrası NATO'nun kucağına yeni bir sorun bırakmak istiyor. Bunun için de Güney Kıbrıs Rum Kesimi'ni kullanıyor.
ABD Başkanı Joe Biden, geçtiğimiz 30 Ekim'de Oval Ofis'te Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) lideri Nikos Hristodulidis ile gerçekleştirdiği görüşmede, Rumların NATO üyeliği taleplerine yönelik stratejik bir plan hazırladı.
ABD’nin bu desteği, Ukrayna krizinin ardından NATO’ya yeni bir kriz daha taşıyabileceği endişesini doğurdu.
Rum lider Hristodulidis’in Beyaz Saray'da Biden ile yaptığı görüşmenin detayları Yunan ve Rum basınında geniş yer buldu. Kathimerini gazetesine göre, Hristodulidis, NATO’ya entegrasyon için kapsamlı bir plan sundu.
Planın, stratejik bir vizyon doğrultusunda, "birbirine bağlı aşamalardan" oluştuğu ve Washington’dan olumlu yanıt aldığı aktarıldı. Biden'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın, bu planı “kazan-kazan” olarak nitelendirdiği de belirtildi.
Kathimerini’nin haberine göre, Rumların NATO’ya üyelik talebi yeni değil.
İlk görüşmeler eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Victoria Nuland ile yapılmış, ardından Pentagon yetkilileriyle temasa geçilmişti. Ancak 30 Ekim'deki görüşme, planın politik olgunluğa ulaştığını gösterdi. Hedef, NATO ile ilişkileri kurumsallaştırmak ve tam üyelik yolunda ilerlemek.
Yunan basını, bu sürecin Türkiye ile ilişkilerde ilerleme ve Kıbrıs meselesinde çözüm girişimlerine bağlı olduğuna dikkat çekiyor.
Rum tarafı, Ankara'yı ikna etmek için AB'nin devreye girebileceğini öne sürüyor. Avrupa kaynaklarına erişim gibi teşviklerin, Türkiye’nin vetosunu kaldırma yönünde bir adım olabileceği belirtiliyor.
GKRY’nin ABD’den NATO sürecinde destek almak için üç stratejik talepte bulunduğu bildirildi. İlk olarak, ABD’nin silah ambargosunun kaldırılmasının uzun vadeli bir düzenlemeye dönüşmesi isteniyor.
Biden’ın bu talebi Kongre’de değerlendireceği ifade ediliyor. Ayrıca bu düzenlemenin, yıl sonuna kadar ABD savunma bütçesine eklenebileceği öne sürülüyor.
Emekli büyükelçi Uluç Özülker, Rumların NATO’ya üyelik ihtimalinin gerçekçi olmadığını belirtti. Özülker, “Türkiye, İsveç’in üyeliğinde olduğu gibi veto hakkını kullanacaktır. NATO’da Türkiye’nin onayı olmadan GKRY’nin üyeliği mümkün değil.” dedi.
Özülker, Rumların daha önce OECD üyeliği için de benzer girişimlerde bulunduğunu ancak Türkiye’nin güçlü diplomatik direnişi nedeniyle başarısız olduklarını hatırlattı.
Rumların NATO üyeliği talebi, bölgedeki dengeleri daha da karmaşık hale getirebilir. ABD’nin destek verdiği bu süreç, hem Kıbrıs sorununu hem de Türkiye-NATO ilişkilerini yeniden tartışmaya açacak gibi görünüyor. Ancak Türkiye’nin veto hakkı, bu girişimlerin önündeki en büyük engel olmaya devam ediyor.