2015 yılında DEAŞ’tan alınarak terör örgütü unsurlarınca kontrol altına alınan baraj taraflar arasında imzalanan 8 maddelik anlaşma doğrultusunda Şam yönetimine devredilecek. 10 Mart’ta PKK/YPG’ye bağlı SDG güçlerinin lideri Mazlum Abdi ile Şam yönetimini temsilen Ahmet Şara arasında yapılan anlaşma dahilinde barajın idaresi ve güvenliği önemli dönüşüme sahne olacak.
Fransız haber ajansı AFP’ye konuşan kaynaklar yapılan anlaşma uyarınca PKK/YPG’nin barajdan tamamen çekileceğini ardından Şam yönetimine bağlı askeri güçlerin barajın güvenliğini devralacağını bildirdi. Barajın yönetimi kurulacak ortak komite tarafından üstlenilecek. Suriye devlet ajansı SANA söz konusu devir süreciyle eş zamanlı olarak barajda yaşanan teknik aksaklıkların giderilmesi ve yeniden elektrik üretiminin sağlanması amacıyla bakım ekibinin bölgeye yönlendirildiğini duyurdu.
Tişrin Barajı Suriye'de 2011 yılında başlayan iç savaş süresince birçok farklı grubun eline geçmiş tesis olarak dikkat çekiyor. İç savaşın ilk yıllarında muhaliflerin kontrolüne giren baraj kısa süre sonra DEAŞ tarafından ele geçirilmişti. 2015 yılında terör örgütü PKK/YPG tarafından kontrol altına alındı.
Baraj çevresinde zaman zaman Şam rejimi ile muhalif unsurlar ve terör örgütü arasında şiddetli çatışmalar yaşandığı biliniyor. Fırat Nehri üzerindeki bu yapı sadece elektrik üretimi açısından değil aynı zamanda tarım alanlarının sulanmasında oynadığı rol nedeniyle de stratejik önem taşıyor.
İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi anlaşmanın yürürlüğe girmesiyle birlikte barajın idaresi ve bakım süreçlerinin ortak bir komite tarafından denetleneceğini bildirdi. Bu komitede Şam yönetimine bağlı askeri ve teknik personelin yanı sıra terör örgütü SDG’den belirli unsurların da yer alacağı iddia ediliyor.
10 Mart mutabakatının yansımaları sadece Tişrin Barajı’yla sınırlı kalmadı.
Anlaşmanın diğer ayağı olarak terör örgütü unsurlarının Halep kentindeki Şeyh Maksud ve Eşrefiyye mahallelerinden de geri çekilmeye başladığı bildirildi. Yaşanan gelişme mutabakatın kademeli şekilde uygulanmaya devam ettiğini ortaya koyarken önümüzdeki süreçte benzer adımların petrol ve doğalgaz sahalarının devri yönünde de atılması bekleniyor.