30 yıl önce verdiği bir vaazda, Türkiye'nin o dönem Suriye'de Müslümanları yalnız bırakmasının sonuçlarını anlatan Coşan şu ifadeleri kullanmıştı:
"Suriye'de İhvânü'l-Müslimîn Hafız Esed rejimine karşı isyan etti. Halep'i elde ettiler, Hama'yı elde ettiler, Humus'u elde ettiler, Şam'a kadar geldiler. Galip oluyorlardı.
Türkiye onları destekleseydi Hafız Esed rejimi gidecekti. Bozuk rejim... O gidecekti o zaman Suriye'de Ehli Sünnet ve'l Cemaat'ten dindar insanlar, iyi insanlar hükümet kuracaktı.
Bizim Türkiye istemedi. Güneyinde şeriate bağlı bir devlet olacak, ister mi? İstemedi. Ne ilaç yardımı, ne mali yardım, ne askeri yardım, ne siyasi yardım, hiçbir şey yapmadılar.
Suriye'deki rejim tepeledi mi Müslümanları, tepeledi. Hapishanelere doldurdu mu doldurdu. Hapishanelerde makineli tüfeklerle taradı mı taradı. Hama'da Humus'ta camileri bombaladı mı, yıktı mı yıktı.
İlk işi gidip Rusya ile anlaşma yapmak oldu. O zaman dokunamaz oldun artık Suriye'ye, bir... Ondan sonra başladı düşmanlığa. Su meselesinden kavga, bilmem ne meselesinden kavga…
Kuvvetli de bir ordusu var. İsrail'e karşı kullanmaz. Bize karşı kullanır. Orada Müslümanlığın gelişmesini istemediler. Şimdi Allah çektiriyor Suriye'den. Çok çekiyoruz. Gazetelerde okuyorsunuz. Çeker. Çünkü Allah insanın yaptığı hatayı bu dünyada da çektirtir. Sen misin İslam'a düşman olan? Sen misin engelleyen? Sen misin basiretli olmayan?
Devlet idare etmek ileriyi görme sanatıdır. Sen misin ileriyi görmeyen? Başına ne çoraplar örüleceğini görmeyen? Buyur bakalım…
Ben Suriye'den biliyorum, hudutların öbür tarafında da Türk var. Türkçe konuşan köyler var. Oranın Müslümanlarını tanıyorum. Dindar, iyi insanlar. Bize gelirlerdi... Hapiste şimdi. Biliyoruz hepsini. İşte bunların hepsi politik hatalardır. Sonra acısı çıkıyor..."