Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas Ramallah’ta düzenlediği basın toplantısında Hamas’a yönelik oldukça sert ifadeler kullandı. Gazze'deki son gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Abbas Hamas'ın elindeki rehineleri serbest bırakması gerektiğini vurgularken kullandığı ağır ifadeler büyük yankı uyandırdı. Açıklamasında sivil can kayıplarına dikkat çeken Abbas Hamas’ı mevcut durumu daha da kötüleştirmekle suçladı.
Açıklamasında Gazze’de yaşanan sivil kayıpların önlenmesi gerektiğini dile getiren Abbas "Önceliğimiz Gazze’deki halkımızın yaşam hakkıdır. Her geçen gün yüzlerce masum insan hayatını kaybediyor" dedi. Hamas'a doğrudan çağrıda bulunan Abbas "Elinizde tuttuğunuz rehineleri bırakın bu çatışmalara bir son verelim" ifadelerini kullandı. Abbas’ın konuşmasında yer verdiği hakaret içeren cümleler kamuoyunda geniş çapta tartışmalara neden oldu.
Mahmud Abbas Hamas'a bugüne kadarki en sert çıkışlarından birini yaparak örgütün eylemlerinin İsrail’e saldırı gerekçesi sunduğunu ifade etti. Abbas “Rehinelere neden el konuldu? Bu olayların bedelini halkımız ödüyor. 2007’den bu yana süregelen bir trajediyle karşı karşıyayız” dedi. Hamas’ın eylemlerinin yalnızca İsrail’in Gazze’ye yönelik operasyonlarını yoğunlaştırmasına zemin hazırladığını savundu.
Açıklamasının devamında Hamas’ın askeri faaliyetlerinin Filistin halkına daha fazla zarar verdiğini belirten Abbas örgütün saldırılarının İsrail’e uluslararası meşruiyet kazandırdığını öne sürdü. "Onların bahanelerini ortadan kaldırın" çağrısında bulunan Abbas Hamas’ın politikalarının sivillerin hayatını tehlikeye attığını dile getirdi.
Basın toplantısında Gazze’nin yönetimi konusu da gündeme geldi. Mahmud Abbas 2007’den bu yana Gazze’yi fiilen yöneten Hamas’a bölgenin kontrolünü Filistin Yönetimi’ne devretmesi çağrısında bulundu. Abbas ile Hamas arasında yıllardır süregelen siyasi ve askeri anlaşmazlık bu açıklamalarla birlikte yeni bir boyut kazandı. Abbas’ın bu sözlerinin ardından iç politikada da yeni bir tartışma sürecinin başlayabileceği öngörülüyor.
Abbas’ın bu açıklamaları hem bölgedeki siyasi dengeleri hem de uluslararası diplomatik ilişkileri etkileyebilecek nitelikte. Kullandığı sert dil ve hakaret içeren sözlerin çeşitli uluslararası kuruluşlar ve aktörler tarafından nasıl karşılanacağı merak konusu. Filistin iç siyaseti kadar dış basında da geniş yankı uyandıran bu açıklamaların önümüzdeki günlerde yankı bulması bekleniyor.