İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı için adı geçen isimlerden biri olan Ekrem İmamoğlu’nun tutukluluğuna karşı hukuki mücadele başlatıldı. Avukatları İstanbul 10. Sulh Ceza Hâkimliği’ne sundukları dilekçeyle İmamoğlu'nun serbest bırakılmasını talep etti. Dilekçede yürütülen soruşturmanın en başından itibaren hukuk dışı uygulamalarla ilerlediği vurgulandı.
Kaçma Şüphesi Gerekçesi Eleştirildi
Savunma tarafı, tutuklamaya gerekçe olarak sunulan "kaçma ve saklanma ihtimali" iddiasını gerçek dışı olarak değerlendirdi. İtiraz dilekçesinde, 16 milyon İstanbullunun iradesini temsil eden bir kişinin kaçma şüphesiyle tutuklanmasının mantıksız ve inandırıcılıktan uzak olduğu belirtildi. Bu iddianın yargının tarafsızlığına gölge düşürdüğü ifade edildi.
Somut Delil Yerine Soyut İddialar
Dilekçede soruşturmanın temel eksikliklerine de dikkat çekildi. Yolsuzluk, rüşvet, ihaleye fesat ve kişisel verilerin ele geçirilmesi gibi ciddi suçlamaların hiçbirinin somut delil ve tarihlere dayandırılmadığı, iddiaların genelleştirilerek isnat değil adeta “iftira” niteliği taşıdığı belirtildi. Hukuki süreçte yer zaman ve failin net şekilde belirtilmesi gerekirken bu zorunlulukların hiçe sayıldığı kaydedildi.
Tahliye Talebi ve Üst Mahkemeye Başvuru
Avukatlar mevcut tutukluluğun sonlandırılması gerektiğini savunarak İmamoğlu'nun serbest bırakılmasını talep etti. Eğer bu talepleri reddedilirse dosyanın Asliye Ceza Mahkemesi tarafından yeniden gözden geçirilmesini istediklerini belirttiler. Sürecin siyasi baskılarla şekillendiği ve bağımsız yargı ilkesinin ihlal edildiği iddiaları ise kamuoyunda geniş yankı buldu.