FETÖ'nün firari savcısı Zekeriya Öz'ün Almanya'nın Mannheim kentinde bir restoranda işadamı Alber Rıfat Bayraktar tarafından dövüldüğü ortaya çıktı
Firari savcı Zekeriya Öz'ün Almanya Mannheim'da bir restoranda bir işadamı tarafından dövüldüğü iddia edilmişti. SABAH o işadamını buldu. Öz'ün Alber Rıfat Bayraktar tarafından dövüldüğü ortaya çıktı.
İşadamı Bayraktar'ın Öz'e daha önce FETÖ'ye yönelik şikayetlerini takipsizlikle sonuçlandırması sebebiyle kinli olduğu, olay günü de Almanya Mannheim'da bir restoranda oturduğunu öğrenince"Utanmadan buralarda geziyor musun?" diyerek Öz'e kafa atıp yumrukladığı anlaşıldı. Alber Rıfat Bayraktar, yaşananları şöyle anlattı:
OLAY NASIL OLDU?
Ben Türkiye'de Avrupa'nın çeşitli kentlerinde ve Almanya Frankfurt'ta şirketleri olan bir iş insanıyım. Olay günü bir çalışanım Zekeriya Öz'ün Almanya Mannheim'da "İstanbul" isimli Türk restoranında oturduğunu tarafıma bildirdi.
Ben de daha önce Başsavcı Vekiliyken benim FETÖ'cülere yönelik şikayetlerimi takipsizlikle sonuçlandırdığı ve şikayetlerimi aleyhime çevirip zulmettiği için kendisine kinliydim. Beni ilgim olmayan bir konuda suçlu hale getirmişti.
Restorana girdiğimde Zekeriya Öz'ü en köşedeki masada oturmuş 3 kişiyle sohbet ederken gördüm. İlk gördüğüm anda gayet zayıflamış olduğunu ve tedbir olarak topsakal bıraktığını farkettim.
Fakat kendisinin simasını çok iyi bildiğim için elmacık kemikleri ve gözlerinden dolayı hemen tanıdım. Kendine yöneldim ve "Beni tanıdın mı" diye sordum.Hafif ayağa kalktı ve şaşkın gözlerle bir süre süzdükten sonra "şimdi, tanıdım" dedi. O anda yakasından tutup "Utanmadan buralarda mı geziyor musun?" diyerek kafa attım.Zaten oraya da kendisini dövmeye gitmiştim. Birinci yumruğu atıp ikinciyi atarken birden restoranda bulunan ve sivil giyimli olan kişiler üzerime atladı.
"BURNU KANADI, GÖZÜNÜN ALTI KIZARDI"
"Ne olduğunu anlayamadım. Beni masaya yatırıp etkisiz hale getirdiler. Fakat Zekeriya Öz'ün burnunun kanadığını ve gözünün altının kızardığını gördüm. Hemen onu olay yerinden kaçırdılar.
Daha sonra telefonlarımı alıp kendilerince beni sorguladılar. Mağdur olduğumu anlatınca bir süre tutup bir şey bulamayınca bıraktılar.