Beykoz Belediye Başkan Yardımcısı Fidan Gül hakkında yürütülen 'ihaleye fesat karıştırma' soruşturması dahilinde tutuklanmasının ardından verdiği ifadede suçlamaları Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’e yöneltti. Gül yaptığı açıklamalarda Köseler’in belediyede yürütülen ihalelere müdahale ettiğini ve bu durumun kamu zararına yol açtığını belirtti.
Fidan Gül’ün evinde yapılan arama sırasında polis çeşitli dijital materyallerin yanı sıra yüksek miktarda nakit para buldu. Evdeki çekmecede toplamda 393 bin 500 TL değerinde bir meblağ ele geçirildi. Polis Gül’ün evindeki 3 telefon ve 1 tableti de muhafaza altına aldı. Bu aramanın detayları soruşturmanın genişlemesine ve kamuoyunun dikkatini daha da artırmasına yol açtı.
Fidan Gül’ün gözaltına alındığı süreçte polis ekiplerinin kapısını çaldığı kişi Bilgehan Murat Miniç Gül’ün evinde olduğu gibi önemli bir figür olarak dikkatleri üzerine çekti. Miniç Gül’ün yakınında çalışan bir isim olarak gölge başkan olarak nitelendiriliyordu. Bu tanımlama Gül’ün ve Miniç’in Beykoz Belediyesi’nde ne kadar derin bir ilişkiye sahip olduklarını gösteriyor.
Gül tutuklama sürecinin hemen ardından yaptığı ifadede bazı ihale süreçlerinin usulsüz olduğunu öne sürerek Başkan Köseler’i suçladı. Gül “Başkan bir önceki dönemde ihalelere katılan şirketlerle çalışmamızı yasakladı. Bu durum yerel seçim sonrasında yapılan ihalelerin usulsüz olduğunu gösteriyor. Kamu zararı oluştuğu kanaatindeyim” şeklinde bir açıklamada bulundu.
Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı Beykoz Belediyesi’ne yönelik başlatılan geniş çaplı soruşturmada ihalelere fesat karıştırma iddialarını inceliyor. Bu soruşturma yalnızca Fidan Gül’ün değil belediyedeki birçok ismin de dahil olduğu bir süreci kapsıyor. Belediye Başkan Yardımcısı Gül’ün gözaltına alınmasının ardından soruşturmanın boyutu daha da büyüdü.
Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamada Fidan Gül’ün ifadelerinin gerçek dışı olduğunu belirtti. Avukat Gül’ün “suçtan kurtulma” amacı güttüğünü ve ifadesinin yasal açıdan hiçbir dayanağı olmadığını savundu. Köseler yapılan suçlamaların tamamen asılsız olduğunu vurgularken ihalelere dair herhangi bir usulsüzlüğün söz konusu olmadığını öne sürdü.