Ağrı Dağı'nın eteklerinde yaşayan Güney Amerika kökenli su maymunları, ilkbaharda sulak alanlarda görülmeye başlandı.
Ağrı Dağı'nın eteklerinde yaşayan Güney Amerika kökenli su maymunları, ilkbaharda sulak alanlarda görülmeye başlandı.
Geçmişte kürk üretimi için komşu ülkelere getirildikten sonra Aras Nehri'ne kaçan ve buradan da Iğdır'daki sulak alanlara yayılan su maymunları, Ağrı Dağı'nın eteklerinde yaşıyor.
5137 metre yüksekliğiyle "Türkiye'nin çatısı" olarak nitelendirilen Ağrı Dağı'nı da içinde barındıran 88 bin hektarlık Ağrı Dağı Milli Parkı'ndaki dağın zirvesinden eriyen karlarla beslenen sulak alanlar, halk arasında "esrarengiz fare" olarak adlandırılan su maymunlarının değişmeyen yaşam alanı oldu.
Kış mevsimini genellikle sazlıklar arasındaki yuvalarında geçiren su maymunları, baharın gelişi, doğanın canlanmaya başlamasıyla yuvalarından çıktı.
Sulak alanlarda yiyecek ararken görüntülenen su maymunları, bölgenin en dikkat çeken yaban hayvanları arasında yer alıyor.
KuzeyDoğa Derneği Bilim Koordinatörü Emrah Çoban, AA muhabirine, su maymununun Türkiye'de görülen ilgi çekici türlerden olduğunu ve büyük bir fareye benzediğini söyledi.
Bu hayvanların ana vatanının Güney Amerika olduğunu ifade eden Çoban, "Çevre ülkelerde kürk amacıyla yetiştirilip bu alanlar kapandığı için bırakılan ve kaçan hayvanlar ülkemizde Aralık ve Karasu sazlıkları olmak üzere belirli bir alanda yayılış göstermişler. Aslında büyük bir fare gibi ön dişleriyle sazlıkları kemiriyor ve tatlı sularda üreyerek hayatını sürdürüyor." dedi.
Su maymunlarının Ağrı Dağı'nda ve milli parkta görülebilecek esrarengiz türler arasında yer aldığını anlatan Çoban, "İstilacı bir tür olmasına rağmen yayılışı çok sınırlı. Çok sınırlı olduğu için de ilgi çekiyor. Sırf bu hayvanları görmek için gelen turistler, doğa fotoğrafçıları var. Onlar da yavaş yavaş bu türün tanınmasını sağlıyorlar." diye konuştu.
Çoban, su maymunlarının görünüşü ve küçük yavrularıyla ilgi çektiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Turuncu ön dişleri ilgi çekiyor, üreme dönemlerinde küçük yavrularıyla etrafta gezinerek çok güzel görüntüler veriyorlar. Tür istilacı olduğu için sürekli gözlenmesi gerekiyor ve bunun için çalışmalar devam ediyor. Morfolojik yapısı nedeniyle fareye benziyor, uzun bir kuyruğu, ön dişleri var. Uzaktan bakınca tamamıyla fare gibi görünüyor ama fare değil."