Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde toplandı. Saat 15.24’te başlayan toplantının ana gündem maddeleri; öğretmen atamaları, ekonomideki son gelişmeler, terörle mücadele ve dış politikadaki kritik başlıklar oldu.
Cumhurrbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
Aziz milletim, değerli basın mensupları, sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Ekonomiden tarıma, dış politikadan güvenlik konuları dahil olmak üzere gündemimizdeki meseleleri etraflıca değerlendirdik. Aldığımız kararların ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Zorbalıklar karşısında asla geri atmadan milletimizin hakkını en güçlü bir şekilde savunuyoruz. Güçlü Türkiye gerçeğine birçok alanda şahit olmaya başladık. 4. Antalya Diplomasi Forumu, Türk dış politikasının gücünü görme açısından önemliydi. 6 bini aşkın katılımcı iştirak etti. 50 oturumda eğitimin dönüştürücü gücünden iklim krizine kadar pek çok konu yetkin isimler tarafından ele alındı.
Gazze ve Suriye'ye dair oturumlar fevkalade önemliydi. İnsanlığın 5'ten büyük olduğunu bir kez daha söyledik. Filistin halkının yanında olduğumuzu belirttik. Karşılıklı saygı ve ortak menfaatler temelinde AB ile ilişkilerimizi geliştirmeye hazır olduğumuzu belirttik.
Rusya-Ukrayna savaşının sona ermesi için elimizden gelen gayreti göstereceğimizi ifade ettik. Bir uluslararası etkinliği daha başarıyla icra ettik. Bizlere bu gururu yaşatan Dışişleri Bakanlığımızı ve foruma destek veren tüm kuruluşlarımızı yürekten tebrik ediyorum. Türkiye olarak adaleti, barışı ve diplomasiyi öncelemeye devam edecek."
Bu vesileyle bir gerçeğin altını çizmek durumundayız. Orta Doğu'daki her sorun doğrudan doğruya bizi, ekonomimizi ve güvenliğimizi ilgilendirmektedir. Girişimci bir anlayışla hadiseleri okumak zorundayız. Bu mücadelede güçlü kurumlara sahibiz. TİKA, AFAD, THY ve diğer kurumlarımız birbirinden önemli projelere imza atıyor.
Savunma sanayii ürünlerimiz birçok ülke tarafından kullanılır hale geldi. Bölgedeki değişim olumlu yönde seyretmesi için yoğun gayret gösteriyoruz. Stratejik akıl ile dış politikadaki hedeflerimizi gerçeğe dönüştürmenin mücadelesini veriyoruz.
Muhalefet yolsuzluk soruşturmasını üstünü örtmek için batılı medya kuruluşlarına yalvarırken biz Türkiye'nin itibarını küresel ölçekte artırmaya çalışıyoruz. Ana muhalefetin Türkiye'nin nereden nereye geldiğini anlaması zaten imkansızdır. Burunlarının dibini görmekten acizler.Muhalefet görmese de şu gerçeği herkes görüyor ve kabul ediyor. Türkiye çok kutuplu bir dünyada kutupbaşı olarak ağırlığını daha fazla hissettirmektedir.
Suriye'nin kalıcı huzura ve istikrara kavuşmasına kim engel olursa, açık söylüyorum, karşısında Suriye Hükümetiyle birlikte bizi de bulacaktır.
Terör koridoruyla Suriye'nin parçalanmasına nasıl müsaade etmediysek başka koridorlarla bu ülkenin bölünmesine de aynı şekilde izin vermeyiz.
Suriye'de 8 Aralık öncesine geri dönüş diye bir ihtimal ortadan kalkmıştır. 8 Aralık devrimiyle birlikte bu ülkede artık yeni bir dönem başlamıştır.
Suriye konusunda kimi aktörler Türkiye'nin sabır taşının direncini sınamak yerine dostluğunun kıymetini bilmeli, örgüt gibi değil devlet gibi hareket etmeli.
İklim değişikliğinin olumsuz etkilerine giderek daha fazla maruz kalıyoruz. İnsanlık olarak bizden öncekilerden devraldığımız ve çocuklarımızın bize emaneti olan tabiatı, havayı, suyu ve toprağı hoyratça kullanmanın faturasına daha çok muhatap olduğumuz bir dönemin içindeyiz. İklim değişikliği, bazen kuraklık bazen de dolu ve zirai don gibi meteorolojik olaylarla kendisini belli ediyor. Hava şartlarına bağlı olan tarımsal üretim de iklim değişikliğinde en çok etkilenen alanların başında geliyor. Hava sıcaklıklarındaki ani düşüşler sebebiyle ülkemizin belli bölgelerinde don, kar yağışı ve dolu olaylarıyla karşı karşıya kaldık. Tüm üreticilerimiz çiftçilerimize geçmiş olsun diyorum. Tarım ve orman Bakanlığımız ilk günden beri süreci yakından takip etti. Gıda arz güvenliğimizin tehlikede olduğundan tutunda, yurtdışına bağımlı olacağımıza bütün bunlara kadar bir sürü ortalığa borca ettiler. Tarım Bakanlığımız dün yaptığı açıklamayla karşı karşıya olduğumuz ilk tabloyu ortaya koydu. Başta hububat, baklagiller ve tohumlar olmak üzere stratejik öneme sahip tarım ürünlerinde yurtiçi gıda arzını olumsuz yönde etkileyecek risk yok. Belli bölgelerde bazı meyve çeşitlerinde sıkıntı söz konusu. İlk tespitlerimiz kayısı, elma, şeftali, nektarin gibi meyve gruplarında farklı derecelerde hasar meydana geldiğine işaret ediyor.
Üretimin devamlılığını ve arz güvenliğini sağlamak üzere Tarım ve Orman Bakanlığımız gerekli adımları atmaktadır. Bu olay bizlere TARSİM'in önemini tekrar hatırlatmıştır. Sel, kuraklık gibi durumlardan etkilenmemek için prim bedelinin % 70’i kadarının devletimizce ödendiği tarım sigortasının yaptırılması ve çiftçi kayıt sistemine kayıt olunması büyük önem taşıyor. Bugünkü kabine toplantımızda, üreticilerimizin zararını tazmin konusunda neler yapabiliriz bunu enine boyuna değerlendirdik. Çiftçi kayıt sistemine kayıtlı ve zirai don sigortası olmayan çiftçilerimizin zarar gören mahsullerinin üretimi için yaptıkları harcamalarının hasar oranına göre karşılanması için tarım Bakanlığımız çalışmalarına başladı. Tarım bakanımız konuyu çiftçilerimizle yakın istişare halinde yürütmesi için gereken talimatları verdik. Şahsen biz de yapılan bu çalışmaları büyük bir hassasiyetle takip edeceğiz.
Bir bayramı da geride bıraktık. Tek bir canımızı dahi trafik kazasında kaybetmeyelim diye 28 Mart-6 Nisan tarihleri arasında trafik güvenliğimizi en üst seviyede tuttuk. Trafik kazaları ve can kayıplarının önüne geçmek için bayramlarını görev başında geçiren bu kardeşlerimin her birine teşekkür ediyorum. Geçen seneye göre denetim sayımızı yüzde 30 artırdık. Tedbirler sayesinde bu yıl ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarında %4,6 oranında düşüş oldu fakat yine de 74 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine maalesef engel olamadık. Şu vahim gerçeği açıkça ifade etmek zorundayım hepimizi acıya boğan bu kazaların en büyük nedeni aşırı hızdır. Bayram boyunca otoyol ve köprülerimizden toplam 25 milyon 715 bin araç geçiş yaptı. Artık yollarda milyonlarla ifade edilen araç sayılarından 100 milyonlarla yaklaşan yolcu rakamlarından bahsediyoruz. Yollarımızdaki trafik hareketliliği ve yolcu sayılarındaki bu artışlar şüphesiz doğu batı kuzey güney demeden ülkemizi baştanbaşa yüksek standardı yol ağıyla donatmamız da doğrudan bağlantılıdır.