Ekrem İmamoğlu yönetimindeki CHP’li İBB’nin beceriksizliği şehre karabasan gibi çökerken, hem insan, hem çevre, hem de hayvanlar için kâbusa dönüştü.
Ekrem İmamoğlu yönetimindeki CHP’li İBB’nin beceriksizliği şehre karabasan gibi çökerken, hem insan, hem çevre, hem de hayvanlar için kâbusa dönüştü. Beşiktaş’ın 112 yıllık çınar ağaçlarını kökünden kesen İmamoğlu’nun İBB’si, Adalar’daki atları ölüme göndermiş, arıtma tesisi projesinin iptaliyle Marmara’yı müsilaja teslim etmişti.
Beşiktaş Çırağan Caddesi’nde asırlık ağaçlara kıyan İstanbul Büyükşehir Belediyesi, CHP yönetiminde üç yıldır insana, hayvana ve tabiata ölüm saçıyor. İstanbul’da çöp dağlarının oluştuğu, biriken çöplerin patladığı, şehrin megaköye döndüğü geçmiş zaman manzaralarının ardından 25 yıllık Refah/AK Parti belediyeciliğinde dev projelerle şaha kalkan İstanbul, 2019’da şehrin yönetimini ele geçiren CHP’nin elinde heder oluyor. “Geçmiş unutulursa tekrar yaşanır” sözünün fiili örneğinin sergilendiği İstanbul’un yerel idaresini 25 yıl sonra ele geçiren CHP zihniyeti şehre karabasan gibi çökerken, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun beceriksiz yönetiminde 3 senedir hem insan, hem çevre, hem hayvanlar için hayati rezaletler sergileniyor.
İmamoğlu İBB’sinin, Beşiktaş’ın sembolü olan asırlık 112 çınar ağacını müdahaleyle kurtarabilecekken ‘kanser’ bahanesiyle kökünden kestiği rezalet, şehrin tabiatına vurulan son darbe olarak tarihe geçti. Çırağan Caddesi’ndeki 200 yıllık çınarlara acımayıp kesen ve köküne beton döken CHP, caddeye pankart asarak “ağaçların hastalık nedeniyle kesildiğini” yazarak kusurunun üzerine tüy dikti. Benzer örneğinin Üsküdar Çengelköy’de 2017’de yaşandığı hadisede AK Partili Üsküdar Belediyesi, asırlık çınar ağacının köklerini açığa çıkarıp uzun süreli bir bakım-tedavi neticesinde ağacın iyileşmesini sağlamıştı. İstanbul’un AK Parti dönemindeki tecrübesinden faydalanmayıp şehri kötülük sarmalına sokan İmamoğlu’nun bu rezaleti, şehre yaptığı son kötülük değil.
200 yıllık çınarlara acımayıp kesen ve köküne beton döken İmamoğlu; Adalar’da emekli edeceğini söylediği fayton atlarını ölüme gönderdi, parkları imara açarak betona boğdu, İstanbul’un köpeklerini Gebze’ye sınır dışı edip ölüme terk etti, arıtma tesisi projesini ‘temel atmama töreni’yle iptal edip Haliç’i kirletti, Marmara denizini müsilaja teslim etti, seferleri artırmayıp toplu taşımada vatandaşları dip dibe seyahat ettirerek ölümcül koronavirüs salgınının bütün şehre yayılmasına sebep oldu.
Adalar’da faytona koşulan 1.199 at İBB tarafından sözde kurtarıldı. Ancak kısa süre sonra atların akıbeti meçhul oldu. Atların nerede olduğuna yönelik sorulara İBB günler sonra cevap vererek 224 atın öldüğünü açıkladı. Kamuoyunu “faytonu kaldırmanın atları kurtaracağı” algısıyla kandıran İBB’nin 19 Aralık 2019’da başlayan operasyonla Adalar’da 105 at “ruam” iddiasıyla, şüpheli şekilde öldürüldü. Gerçekten ruam olduklarına dair kamuoyuna açıklanmış hiçbir delil sunulamadı.
1 yılda en az 708 at hapsedilmekten ve bakımsızlıktan telef oldu. Ruam iddiasıyla öldürülen 105 at ve getirilen kötü şartların öldürdüğü en az 708 at, yani toplam 813 at, tamamen önlenebilir nedenlerden can verdi. 818 at ve 27 tay ücretsiz ve denetimsiz olarak “çıp taktık, takip ediyoruz” denilerek Ada dışına sürüldü, birçoğunun durumu ise meçhul.
İstanbul sokaklarının vazgeçilmez unsuru olan kedi ve köpekler de CHP’li İBB’nin hışmına uğradı. İBB, şehirde topladığı yüzlerce köpeği Kocaeli’nin Gebze ilçesine bağlı Balçık Mahallesi’ne bıraktı. Issız bir noktaya bırakılan yaklaşık 300 köpek, açlık sebebiyle kısa süre sonra telef olmaya başladı.
Türkiye’nin ilk, dünyanın ise sayılı arıtma tesisi arasında yer alması planlanan Haliç üzerindeki Silahtarağa İleri Biyolojik Arıtma Tesisi projesi, İBB Başkanı İmamoğlu tarafından iptal edildi. “İhtiyaç yok” denilerek yapımı durdurulan proje için İmamoğlu, kararını “temel atmama töreni”yle duyurdu. İstanbul tarihinde bir ilk olan temel atmama garabetinin ardından Haliç kısa süre sonra kirlendi. Boğaziçi girişinde, İstanbul ve Beyoğlu platolarını birbirinden ayıran deniz girintisi Haliç’in rengi değişti. AK Parti döneminde pırıl pırıl maviliğe kavuşan Haliç 2020 yılında kapkara oldu. Kötü koku nedeniyle bölge sakinleri büyük rahatsızlık yaşadı. Özellikle Silahtarağa mevkisindeki kirlilik sebebiyle açıklama yapan İBB “Kirlilik değil, alg patlaması” diyerek yine tüy dikme yoluna gitti.
İstanbul’un kötü yönetimi sebebiyle bir pislik hadisesi de Marmara Denizi’nde patlak verdi. 2021 yılında Marmara’yı “deniz salyası” olarak isimlendirilen müsilaj kapladı. Su altı araştırmalarında, mercanlar ve süngerlerin zarar gördüğü, öldüğü ve bu durumun giderek ağırlaştığı tespit edildi. Aylar boyunca İBB’nin seyrettiği kirlilik bütün Marmara’yı kapladı.
İBB’nin aciz kaldığı müsilaja karşı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı üzerine harekete geçen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ekipleri büyük bir temizleme çalışması başlatarak kısa sürede Marmara’yı yeniden hayata döndürdü. Bütün dünyayı tesiri altına alan Koronavirüs salgını ülkemizde en çok İstanbul’da yaygınlaştı ve en çok ölüm İstanbul’da yaşandı. 16 milyon vatandaşın yaşadığı İstanbul’da koronaya karşı hiçbir tedbir almayan İBB, metrobüs, metro, tramvay ve otobüslerin hıncahınç dolmasını seyretmekle yetindi. Sefer sayılarını artırma çağrılarına kulak tıkayan İBB, otobüsleri garda yatırdı. “Toplu Bulaşım”a dönen toplu taşıma vasıtaları sebebiyle bütün şehre yayılan salgın sebebiyle 50 bin vatandaşımız hayatını kaybetti.