stanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasıyla ilgili “resmi belgede sahtecilik” suçlamasıyla başlatılan soruşturma, Yükseköğretim Denetleme Kurulu’nun (YÖK) hazırladığı çarpıcı bir raporla yeni bir boyut kazandı. 25 Şubat 2025’te SABAH gazetesinin ulaştığı belgeler, İmamoğlu’nun Kuzey Kıbrıs’taki eğitiminden İstanbul Üniversitesi’ne yaptığı yatay geçişin usulsüz olduğunu ortaya koydu. YÖK’ün raporu, İmamoğlu’nu köşeye sıkıştıracak detaylarla dolu: Tanınmayan bir üniversiteden geçiş, hukuksuz işlemler ve zamanlama skandalları. İşte bu tarihi skandalın perde arkası…
YÖK Yükseköğretim Denetleme Kurulu’nun SABAH’a sızan raporuna göre, İmamoğlu’nun 1990’da Kuzey Kıbrıs Üniversitesi’nden (UCNC) İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’ne yaptığı yatay geçiş, YÖK kararlarına ve usulüne uygun şekilde gerçekleşmemiş. Rapor, İmamoğlu’nun eğitim serüvenini mercek altına aldı: Trabzon Lisesi’nden mezun olan İmamoğlu, önce Doğu Akdeniz Üniversitesi İnşaat Mühendisliği’ne kaydolmuş, kısa süre sonra kaydını Kuzey Kıbrıs Üniversitesi İşletme Bölümü’ne aldırmış ve iki yıl sonra İstanbul Üniversitesi’ne geçiş yapmıştı. Ancak YÖK, 1990’da UCNC’nin tanınmadığını ve bu geçişin geçersiz olduğunu belirtiyor. 1992’de alınan bir kararla, KKTC’de sadece Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin tanındığı, diğerlerinin ise YÖK tarafından kabul edilmediği netleşiyor. Bu, İmamoğlu’nun diplomasını “sahte” bir temele dayandırıyor mu? Soru işareti büyüyor.
Raporun en çarpıcı bulgusu, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nin yatay geçiş sürecindeki usulsüzlükleri. “Tanınırlık, yatay geçiş kontenjanları, ilan süreleri ve kabul işlemleri YÖK kararlarına uygun yürütülmedi” denilen raporda, işlemlerin hukuki dayanağının bulunmadığı vurgulanıyor. Bu, İmamoğlu’nun 1994’te aldığı diplomanın meşruluğunu doğrudan sorgulatıyor.
Rapor, İmamoğlu’nun yatay geçişindeki zamanlama skandalını da gözler önüne seriyor. İstanbul Üniversitesi, 30 Temmuz 1990’da Milliyet Gazetesi’nde yayımlanan ilanda, yatay geçiş başvurularının 14 Eylül 1990’a kadar yapılabileceğini duyurmuştu. Ancak fakülte yönetimi, bu tarihten iki gün önce, 12 Eylül 1990’da toplanarak İmamoğlu dahil 51 öğrencinin geçişini onayladı. Başvuru süresi dolmadan alınan bu karar, raporda “hukuki gerekçeden yoksun” olarak nitelendirildi. Üstelik, 60 kişilik kontenjanın yabancılardan gelen taleplerle 80’e çıkarılması da şaibeyi artırıyor. X’te kullanıcılar, “Bu resmen torpil kokuyor” yorumlarıyla tepkisini dile getirdi.
YÖK’ün raporu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “resmi belgede sahtecilik” soruşturmasını ateşleyen bir belge niteliğinde. İmamoğlu’nun, KKTC’deki tanınmayan bir üniversiteden usulsüz geçişle aldığı iddia edilen diploma, hukuki bir krize dönüşebilir. Hukukçu Prof. Karasu’nun “Eğer usulsüzlük sabitse, diploma iptal edilebilir” yorumu, tartışmayı alevlendirdi. Raporun sonuç bölümünde, “İşlemler YÖK kararlarına uygun değil” denilerek, İstanbul Üniversitesi’nin bu sahtecilikte sorumluluğu olduğu ima ediliyor
Soruşturma kapsamında İmamoğlu’nun 26 Şubat’ta ifade vermesi bekleniyordu, ancak kamu görevi gerekçesiyle mazeret sunarak 5 Mart’a erteletti. Bu arada, YÖK’ün 1992’de UCNC’yi tanımadığına dair belge, İmamoğlu’nun savunmasını zorlaştırıyor. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın “Herkes belgelerini şeffafça sunsun” çıkışı ise, İmamoğlu’na dolaylı bir gönderme olarak yankı buldu. Peki, bu rapor İmamoğlu’nun siyasi kariyerini bitirecek mi? Türkiye, nefesini tutmuş bekliyor.
17.1 ° / 12.9 °
19 ° / 12.1 °
20.8 ° / 15.8 °
