Hijyenin fazlası çocukların mikroplarla doğal bir etkileşim kurmasını engelleyebilir. Modern yaşamda çocuklar daha çok steril ortamlarda büyümekte elleri sık sık dezenfekte edilmekte ve ev ortamları antibakteriyel ürünlerle temizlenmektedir. Bu kadar sıkı bir hijyenik önlem çocukların doğal mikrobiyomlarının çeşitliliğini olumsuz yönde etkileyebilir. Peki toprağa ne kadar sık dokunmalıyız?
Vücutta trilyonlarca bakteri barındıran bağırsak mikrobiyotası sadece sindirim sistemini düzenlemekle kalmaz aynı zamanda bağışıklık sistemini destekler. Bu mikroorganizmalar vücudun savunma mekanizmalarını güçlendirirken bazı vitaminlerin üretiminde de görev alır.
K vitamini gibi hayati öneme sahip vitaminlerin üretimi bağırsaklarda bulunan yararlı bakteriler tarafından sağlanmaktadır. Prof. Dr. Ayşe Merve Usta bağırsak mikrobiyotasının sağlıklı bir şekilde gelişmesinin çocukların büyüme gelişim ve bağışıklık sistemi açısından son derece önemli olduğunu belirtmektedir. Bağırsaklardaki bu mikroskobik canlılar vücuda zararlı etkenlere karşı koruma sağlamanın yanı sıra sindirim fonksiyonlarını da düzenler.
Çocukluk döneminde sağlıklı bir bağırsak mikrobiyotası sadece bedensel sağlık üzerinde değil aynı zamanda ruhsal sağlık üzerinde de olumlu etkiler yaratmaktadır. Bağırsaklarda bulunan faydalı bakteriler alerjik reaksiyonlar ve kronik hastalıkların önlenmesine yardımcı olurken aynı zamanda psikolojik iyilik hali üzerinde de etkili olmaktadır.
Bağırsak mikrobiyotası ve bağışıklık arasındaki ilişki çocukların mikroplarla olan etkileşimleriyle daha da güçlenmektedir. Her ne kadar hijyenin fazlası zararlı olsa da kirlenmek ile aşırı hijyen arasında bir denge kurmak oldukça önemlidir. Çocukların toprakla oynaması doğayla iç içe olmaları ve mikroplarla etkileşimde bulunmaları bağışıklık sistemlerini güçlendirirken vücudun doğru savunma mekanizmalarını geliştirmesini sağlar.
Uzmanlar çocukların sağlıklı bir bağışıklık sistemi geliştirebilmeleri için doğa ile etkileşime girmelerinin gerekliliğine vurgu yapmaktadır. Bununla birlikte hijyenin de bir sınırının olması gerektiği ve aşırı temizlikten kaçınılması gerektiği ifade edilmektedir. Çocukların bağırsak mikrobiyotası onları hem fiziksel hem de ruhsal hastalıklara karşı korur ve bu mikrobiyotanın çeşitliliği bağışıklık sisteminin doğru çalışması için hayati öneme sahiptir.