Tarih: 22.02.2022 13:21

Erdogan yolculuk esnasinda gazetecilerin sorularini yanitladi!

Facebook Twitter Linked-in

Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan, Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nden Senegal'e giderken gazetecilerin sorularini yanitladi. Cumhurbaskani Erdogan'in açiklamalari söyle: 20 Subat’ta basladigimiz Afrika turu kapsaminda resmi ziyaretlerimizi devam ettiriyoruz. Ilk gün Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde degerli dostum Cumhurbaskani Sayin Felix Tshisekedi ile gerçekten verimli istisarelerimiz oldu. Böylece son alti aydaki üçüncü ikili görüsmemizi gerçeklestirmis olduk. Farkli alanlarda imzaladigimiz üç yeni anlasmayla iliskilerimizin ahdi zeminini de tahkim ettik. Ayrica özel sektörlerimiz arasinda is birliklerini gelistirecek dört anlasma imzalandi. Toplamda yedi anlasma imzalanmis oldu. Beraberimizde getirdigimiz 1 milyon 730 bin doz asiyi Kongo Demokratik Cumhuriyeti makamlarina salginla mücadelelerine destek amaciyla teslim ettik. Bunlarin 130 bin dozunun yerli asimiz TURKOVAC olmasindan ayrica iftihar ediyoruz. Üçüncü Türkiye-Afrika Ortaklik Zirvesinde söz verdigimiz üzere asi hibemizi ileride 15 milyona tamamlayacagiz. YOGUN BIR PROGRAMIMIZ VAR Ziyaretimizin ikinci duragi Senegal’de de açilislar ve görüsmelerle dolu yogun bir programimiz var. Bu, Senegal’e besinci gelisim. En son iki sene önce Dakar’i ziyaret etmistim. Senegal’de ilk olarak is adamlarimizin katilimiyla Türkiye- Senegal Is Forumu’nu düzenledik. Ardindan Cumhurbaskani Sayin Macky Sall ile ikili ve heyetler arasi görüsmelerimizi gerçeklestirdik. Burada da çesitli alanlarda toplam alti anlasma imzaladik. Bugün de önce Dakar Büyükelçiligimizin yeni kançilarya binalarini hizmete açacagiz. Ardindan Türk firmalarinca insa edilen 50 bin kisilik Dakar Olimpik Stadyumu’nun açilis törenine istirak edecegiz. Almanya Cumhurbaskani Sayin Steinmeier de dahil olmak üzere Dakar’da bulunan konuk devlet baskanlariyla görüsmeler yapacagiz. Afrika ziyaretimizin son duragini Gine-Bissau teskil ediyor. Ziyaretimiz Cumhurbaskani düzeyinde Türkiye’den bu ülkeye gerçeklestirilen ilk ziyaret olmasi hasebiyle tarihi öneme sahip. Degerli dostum Cumhurbaskani Sayin Embalo ile ikili iliskilerimizi kapsamli olarak ele alacagiz. Bildiginiz gibi, kisa süre önce Gine-Bissau’da bir darbe tesebbüsü olmustu. Sayin Embalo’nun dirayetli liderligi sayesinde bu menfur girisim bertaraf edildi. Türkiye olarak seçimle is basina gelen iktidarlarin gayrimesru yollarla degistirilmeye çalisilmasini kabul etmiyoruz. Bu konudaki net tavrimizi her vesileyle ifade ettik, etmeyi de kararlilikla sürdürecegiz. Gine-Bissau ziyaretimiz hem iki ülke iliskilerine hem de halk iradesine verdigimiz önemin bir nisanesi olacaktir. Insallah Bissau’da yakin zamanda büyükelçiligimizi de açiyoruz. Büyükelçiligimizin faaliyete geçmesiyle Gine-Bissau ile iliskilerimiz her alanda ivme kazanacaktir. Bu, dört ay gibi kisa bir süre içerisinde Afrika’ya gerçeklestirdigimiz ikinci turumuz. Böylece kita ile bin yildir kadim baglari bulunan Türkiye’nin, Afrika’nin kader ortagi oldugunu gösteriyoruz. Ziyaretlerimiz, Üçüncü Türkiye-Afrika Ortaklik Zirvesi’nde aldigimiz kararlarin takibini sahada yapmamiza da imkân taniyor.    ÜÇ ÜLKEYKE DE IS BIRLIGIMIZIN IVME KAZANMASINI TEMENNI EDIYORUM Afrika ile güçlenen iliskilerimizin olumlu yansimalarini özellikle, ticaret ve yatirim rakamlarinda görüyoruz. Senegal ile ticaretimiz, salgina ragmen 2021 senesinde yüzde 42 artisla 540 milyon dolara çikti. Ayni sekilde Kongo Demokratik Cumhuriyeti ile ticaretimizi salgin öncesine göre ikiye katladik. Müteahhitlik sirketlerimiz Afrika genelinde toplam degeri 78 milyar dolara varan 1.700 projeye imza atti. Kita çapindaki yatirimlarimizin tutari 6 milyar dolari asti. Kitayla toplam ticaretimiz 2003 yilinda 5,4 milyar dolar seviyesindeyken, 2021 yilinda 35 milyar dolara ulasti. Bu rakamin önümüzdeki dönemde önce 50 milyar dolara, ardindan da 75 milyar dolara çikacagina inaniyorum. Ziyaretler sirasinda belirlenen ortak hedefler isiginda basta ekonomik iliskilerimiz olmak üzere üç ülkeyle de is birligimizin ivme kazanmasini temenni ediyorum. Ziyaretlerimizin hayirlara vesile olmasini diliyorum. SORU-CEVAP 'INSALLAH FARKLI ADIMLARI ATARIZ' Üç ülkeyi kapsayan Afrika gezinizin ilk ayagi tamamlandi. Buradaki gözlemleriniz, beklentileriniz nelerdir? Öncelikle bu ziyarette bize eslik ettiginiz için size tesekkür ediyorum. Biz Türkiye olarak kazan-kazan anlayisiyla Afrika’nin kalkinmasina katki sunmaya, karsilikli ticaret hacmimizi artirarak hep beraber kazanmaya yönelik çalismalar yürütüyoruz. Bu turumuzun ilk noktasi olan Kongo Demokratik Cumhuriyeti 2,3 milyon kilometrekarelik yüz ölçümü ve 90 milyon gibi bir nüfus ile çok büyük bir ülke. Ciddi manada zengin yeralti kaynaklarina sahipler. Birçok üründe zenginlikleri var. Bakirdan tutun elmasa varincaya kadar, ciddi manada yeralti metal zenginlikleri mevcut. Bütün bunlara ragmen acaba niçin bugüne kadar Kongo Demokratik Cumhuriyeti bir siçramaya sahip olamadi? Iste bunlar maalesef Afrika’nin kara bahti, kaderi. Bati’nin Afrika’yi nasil soyup sogana çevirdigini hep bilirdik duyardik. Ama bunu bir de gelip yerinde görünce insan o zaman kahroluyor. Burada bütün yol güzergahlarinda gördügümüz insanlarin hali bize bir sinyal veriyor. Tablo çok açik net ortada. Bati, burayla ilgili bugüne kadar herhangi olumlu bir sey yapamaz miydi? Bunlar buraya yillardir gelirler giderler. Acaba var mi bir destekleri? Yok. Bizim Afrika’ya verdigimiz ehemmiyetin ne kadar önemli oldugu günbegün ortaya çikiyor. Mesela Albayrak Grubu’nun Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde temizlik isini aldigini ögrenince dogrusu çok sevindim. Albayrak’in bu isi hiçbir yerde görülmeyen bir sekilde ve süratle basaracagina inaniyorum. Niye? Istanbul’da biz bu isi Albayrak’la basardik da onun için. Ben tabi Cumhurbaskaniyla görüsmemde de “Türk sirketleri sömürmek için gelmezler, kazan-kazan esasina göre burada sizlerle is yaparlar. Bir yil içinde buranin nasil temizlendigini, buradaki degisimi göreceksiniz” dedim. O da mutlu oldu. Bunlar kitabi yazilacak çok çok önemli degisimler. Ben bu bakimdan burayi önemsiyorum. Afrika’nin tam ortasinda devasa bir ülke olan Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin insallah bir siçrama yapacagina inaniyorum. Dolayisiyla bizim burayla iliskilerimizi gelistirmemiz lazim. Is adamlarimizi buraya sevk etmek, buradaki yatirimlari gelistirmek suretiyle insallah farkli adimlari atariz.   Gine-Bissau’da büyükelçiligi yakinda açacaginizi belirttiniz. Afrika’da 54 ülke var, Türkiye’nin Afrika’da 1923’ten 2002’ye kadar 12 elçiligi varmis. Sizin döneminizle birlikte 31 yeni elçilik açilarak 43 elçilige ulasilmis. Arada açilmayan elçilikler var. Yeni elçilikler açilacak mi? 54’te 54 gibi bir hedef koyuyor musunuz? Elçilikler açiliyor ama çalismalarini nasil buluyorsunuz? Bir defa elçiliklerin açilmasi demek, sizin o ülkede varliginizin ispati demektir. Eger siz bir ülkede var olmak istiyorsaniz, orada sizin elçiliginizin olmasi lazim. Elçilik varsa siz orada varsiniz, elçilik yoksa yoksunuz. Bazi ülkelerde mesela yanindaki veya bir ilerisindeki komsu ülkelerden görevlendirilmis elçiler var. Ama bizzat o ülkede bizim büyükelçimizin olmasi, futboldaki tabirle adam adama markaj demektir. Bunu yapmamiz lazim. Simdi biz Afrika’daki büyükelçilik sayimizi 43’e çikarmak suretiyle bunu basardik. Geldigimizde 12 taneydi. Tabi böyle yürümesi mümkün degildi. Simdi ise farkli bir Türkiye var. Dünya bizi bu noktada giptayla izliyor. “Bunlar gerçekten çilgin Türkler” diyorlar. Bütün buralara girmemiz, buralarda bu adimlari atmamiz gerekiyordu. Mesela Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde Sayin Tshisekedi’ye dedik ki “Bize iki dönümlük bir yer vermissiniz ama iki dönüme büyükelçilik bize uymaz. Onun için 10 dönüm falan bir yer bize verin.” Simdi 10 dönümlük bir yeri bize verdiler. Nehrin kenarinda güzel bir yer dediler. Hemen Çevre, Sehircilik ve Iklim Degisikligi Bakanligimizdan bir heyet, Disisleri Bakanligimizdan bir ekiple beraber gelip buraya bakacaklar, zemin etütlerini yapacaklar, ondan sonra nihai kararimizi verecegiz ve süratle de buradaki büyükelçilik binasinin insasina insallah baslayacagiz. Senegal de böyle oldu. Orasi da 10 bin metrekare. Onun yeri de çok güzel. Tepede görkemli bir yer. Oradan bütün ummana bakiyorsunuz. 'IS ADAMLARIMIZ ÇOK CIDDI ALIN TERI DÖKÜYOR' Sikça yaptiginiz Afrika gezileriniz Bati basininda sik sik haber konusu oluyor. Bunlar “Türkiye’nin Afrika’daki yükselisi” basliklariyla veriliyor. Bu konuda Afrika’ya Bati’nin yaklasimi ile Türkiye’nin yaklasimi arasindaki farkliliklari nasil degerlendirirsiniz? Batinin yaklasimi ile Türkiye’nin yaklasimi konusunda görüstügünüz Afrikali liderlerden nasil geri dönüsler aliyorsunuz? Afrikali liderlerin Türkiye’ye yönelik yaklasimlari günden güne daha olumlu bir hal aliyor. “Türkiye gerçekten kazan-kazan esasina göre ülkelerimize geliyor” diyorlar. Aslinda tarih yeniden tekerrür etti. Nasil tekerrür etti? Ecdadimiz buralara geldigi zaman sömürge mantigiyla, anlayisiyla gelmedi. Tam aksine buralari insa ve ihya etmek üzere geldi. Simdi biz de insa ve ihya etmek üzere geliyoruz. Kimlerle? Is adamlarimizla beraber. Is adamlarimiza diyoruz ki “Burada yatirim imkanlari var. Bu yatirimlara girmelisiniz ama sömürmek için degil; hem siz kazanacaksiniz hem de bu ülkeye kazandiracaksiniz.” Sag olsun is adamlarimiz da bu anlayisla islerine devam ediyorlar. Gerçekten is adamlarimiz da buralarda çok ciddi alin teri döküyorlar; hem kazandiriyorlar hem de kazaniyorlar. Bu bizi de mutlu ediyor. Çünkü eseri görüyoruz. Bu eserlerle beraber o ülkelerin Türkiye’ye karsi bakislari daha olumlu hale geliyor. 'RUSYA'NIN KARARI KABUL EDILEMEZ Ukrayna ile ilgili soracagim. Simdiye kadar uluslararasi diplomaside bir basari kazanilamadi. Kriz yumusatilamadi, giderek de geriliyor. Amerika’dan gelen açiklamalarda da sanki “yarin sabah ya da öbür gün saldiracak” tarzinda provokatif ifadeler var. Avrupali liderlerin girisimlerinden de bir sonuç çikmadi. Türkiye’nin, sizin baslattiginiz bir süreç var. O ne asamada? Buradan diplomasinin hala bir sansi var mi? Su an itibariyla Amerika’nin açiklamalari ve özellikle bu Münih Konferansindaki gariplikler, hepsi nereye çalisti, nereye çalisiyor belli degil. Bana göre Münih Konferansi da zaten sadece bir NATO Zirvesi olmaktan öteye geçmedi. Biz bu krizde en basindan beri tansiyonun düsürülmesi için samimi bir gayret sergiledik. Krizin çözümüne iliskin mesajlarimizi net bir sekilde ortaya koyduk. Son gelismeler üzerine Disisleri Bakanligimizin yaptigi açiklamada da Rusya’nin sözde Donetsk ve Luhansk Cumhuriyetleri’ni tanima kararinin Minsk Anlasmalari’na aykiri oldugu belirtildi. Bu kararin Ukrayna’nin siyasi birliginin, egemenliginin ve toprak bütünlügünün açik ihlali anlamina geldigi vurgulandi. Biz Rusya’nin bu kararini kabul edilmez olarak degerlendiriyoruz. Taraflara sagduyu ve uluslararasi hukuka riayet çagrimizi yineliyoruz.   Ukrayna’da bir savas çikarsa bunu bir sekilde Karadeniz’in istikrarsizlasmasi olarak görebiliriz. Dogu Akdeniz gibi… Bati daha çok Karadeniz’e yogunlasacak. Türkiye için yeni tür tehditler endisesi tasiyor muyuz? Karadeniz’e bu kadar krizin yogunlasmasi bizim için ne tür yeni tehditler olusturur? Biz ayni zamanda Karadeniz ülkesiyiz. Karadeniz ülkesi olmamiz nedeniyle birçok tedbir paketinin olusturulmasi sart. Biz de bu tedbirlerimizi zaten aliyoruz, aldik. Bu sekilde çalismalarimizi sürdürüyoruz, sürdürecegiz. Karadeniz ülkesi olmanin bize yükledigi sorumluluklari bir kenara birakamayiz. Bu anlayisla yolumuza devam edecegiz. Ukrayna Devlet Baskani Zelensky’nin Birlesmis Milletler Güvenlik Konseyi üyeleri, arti Türkiye ve Almanya ile bir ortak zirve yapilabilecegini söylemesine nasil yaklasiyorsunuz? Böyle bir teklif eger uygulama alani bulursa biz tabi ki böyle bir teklifin içerisinde de yer aliriz. Bunu zaten daha önce de ifade ettim. Bana göre olmasi gereken de budur. Sayin Zelensky’nin bu teklifi, olumlu bir yaklasimdir. Bu olumlu yaklasimi eger gerek Birlesmis Milletler Güvenlik Konseyi üyeleri, gerekse diger ülkeler kabul ederse biz de bu bulusmada yerimizi aliriz. 'ÇOK DAHA FARKLI GELISMELER OLABILIR' Israil Cumhurbaskani Herzog’un ziyareti kesinlesti. Bu ziyaretten hem bölge genelinde hem Filistin özelinde ayni zamanda da Türkiye-Israil iliskileri bakimindan neler bekliyorsunuz? Sayin Herzog’un bu ziyaretini gerçekten biz de önemsiyoruz. Bu ziyaretle birlikte Türkiye-Israil iliskilerindeki atilan adim, bundan sonra diger boyutlarda da görülebilir. Filistin sorununda özellikle bu yapilasmalarla ilgili atilan adimlarda çözüm noktalari belki gündeme gelebilir. Temennimiz odur ki, bu ziyaretle birlikte bu isi güçlü kilacak adimlari atalim. Burada bir diger önemli konu, Türkiye-Israil iliskilerinde dogalgazdan tutun diger birçok konuya varincaya kadar adimlarin atilmasidir. Bir ara bu adimlari atma noktasina gelmistik fakat o zamanki Israil Basbakani’nin bu ise olumsuz bakisiyla o süreci devam ettiremedik. Ama su anda belki çok daha farkli gelismeler olabilir. Temennimiz odur ki, Türkiye-Israil arasinda bu adimi atmak aramizdaki iliskileri güçlü kilabilir ve böylece bölgeyi gelecege yönelik bir baris havzasina dönüstürebiliriz.   Körfez ülkeleriyle atilan yeni adimlar çerçevesinde Suudi Arabistan ile nasil bir asamadayiz? Yakin tarihte bir temas, bir ziyaret söz konusu olabilir mi? Biz elbette Suudi Arabistan’la da iliskilerimizin gelistirilmesini istiyoruz. Disisleri Bakanimiz geçtigimiz yil Riyad’i ziyaret etti. Mevkidasiyla baska görüsmeler de yapti. Kardesim Kral Selman’la telefon görüsmelerimiz olmustu. Hastaligimiz çerçevesinde kendilerinden de geçmis olsun mesaji aldik. Önümüzdeki dönemde olumlu diyalogumuzu devam ettirme ve iliskilerimizi somut adimlarla ilerletme arzusundayiz. Yunanistan’daki Lavrion kampinin terör örgütü PKK’ya eleman temini için harekete geçirildigine iliskin geçtigimiz hafta Içisleri Bakani Süleyman Soylu açiklamalarda bulunmustu. Aslinda burasi uzun yillardir faaliyeti olan bir kamp ve Yunan makamlari tarafindan mülteci kampi statüsüne büründürülmüs durumda. Bununla ilgili bir adim atiliyor mu? Yunan makamlariyla bir görüsme yapildi mi?   Yaklasik 7-8 aydir Lavrion kampina eleman aktararak orada egitip, oradan da Irak üzerinden tekrar PKK’ya ve diger taraflara sevk etmeye yönelik bir altyapi var. 7-8 ay öncesine kadar böyle bir sey söz konusu degildi. Biz isimleri tespit ettik. Disisleri üzerinden, Yunanistan’a bu isimleri bildirdik. “Su isimler sizin tarafa geçti, burada da PKK egitimi aliyorlar, isim isim sunlardir” dedik. Bunun üzerine bir hareketlenme var. Ikinci bir sey daha var; terör örgütünün kirsalda hareketsiz kalinca sehir içerisinde eylem yapmak konusunda bir ataklari var. Bunu birkaç kez Suriye’den Nusaybin hattindan, Kiziltepe hattindan içeriye sevk etmek suretiyle yapmaya çalistilar. Bu hatlar engellendi. Bunlar engellenince bu sefer Yunanistan üzerinden talimatlar vermeye basladilar. Iki ayagi var. Hem adam egitmek ve sevk etmek, hem de yurt içerisindeki terör örgütünün sehir içine hareketliligini Lavrion kampi üzerinden saglamak gibi iki hamleleri var. Bu iki hamlelerini de Yunanistan’a bildirdik. 'BIZ SIKINTI YASAMADAN YOLUMUZA DEVAM EDIYORUZ' Alti muhalefet partisi bir süredir görüsmeler yapiyorlar ve 28 Subat’ta da kendi ifadeleriyle güçlendirilmis parlamenter sisteme dönüs için hazirladiklari mutabakati kamuoyuna duyuracaklar. Bu 28 Subat tarihine bir tepki olusmustu ama onlar bunu dikkate almiyorlar. Hatta CHP lideri, kendisinin de bir 28 Subat magduru oldugunu, Bati Çalisma Grubu tarafindan fislendigini ifade etti. Toplantiyi da Bilkent Otel’de yapiyorlar. Sembolik olarak onun da söyle bir önemi var. Sizin 2001’de partinin kurulusunu açikladiginiz yer. Bu benzerlikler size hayatin olagan akisinda olagan seyler gibi mi geliyor? Nasil yorumlamak lazim? Bir de Kiliçdaroglu, diger bes lider tarafindan kendisine teklif edilmesi durumunda Cumhurbaskani adayi olacagini açikladi. Degerlendirmeniz nedir? Yeter ki karari hep birlikte kesinlestirsinler de vatandas bunlara “artik yetti be” demesin. Geldikleri nokta bu. Tabi Ahlatlibel’den memnun mu kalmadilar da Bilkent’e kaydirdilar bu isi, o da ayri bir konu. Bizim Cumhur Ittifaki olarak bu noktada herhangi bir sikintimiz yok. Biz su anda Cumhur Ittifaki olarak AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi, Büyük Birlik Partisi yolumuza devam ediyoruz. Bundan sonra Cumhur Ittifaki içerisinde güçlendirme noktasinda bazi gelismeler olursa bu da tabi bizim tarafimizdan olumlu bir sekilde degerlendirilir. Biz herhangi bir sikintiya düçar olmadan yolumuza kararli bir sekilde devam ediyoruz. Simdi bunlarda bir taraftan bakanliklarin vesaire paylasimi da basladi. Tabi bu paylasim nereye kadar, nasil gidecek bir de o var. Onlari da tabi vatandasimiz izliyor. Ama bizim bu konuda da bir derdimiz yok. Biz su anda Cumhur Ittifaki olarak herhangi bir sikinti yasamadan yolumuza devam ediyoruz, devam edecegiz. Ama onlar masanin altinda kim var, masanin etrafinda kimler var su anda bunu konusuyorlar. Bunlarin önce masanin altinda kimlerin oldugunu da bulmalari lazim. Disarida biraktiklari bir siyasi parti var. O siyasi parti nasil bir tavir koyacak, o da ayri bir konu. Biz bununla fazla mesgul olmayalim; nasil olsa milletimiz bu isi çözüyor. 'MILLET ITTIFAKI IÇINDEN HERHANGI BIRISINI ARAMIZA KATAMAYIZ' Cumhur Ittifaki’nin güçlendirilmesi gibi bir ifadeniz oldu. Cumhur Ittifaki genisleyecek mi? Sözlerinizi öyle mi anlamaliyiz? Genislemeye uygun bir durum söz konusu olursa bu degerlendirilir. Ama tabi su anda Millet Ittifaki’nin içerisinden herhangi birini almayiz. Su anda Cumhur Ittifaki olarak biz gerek Devlet Bahçeli Bey gerek Mustafa Destici Bey ile gerekli degerlendirmelerimizi yapariz, ona göre atilmasi gereken adim varsa bu adimi atariz. Ama su anda AK Parti olarak kendi tasarrufumuz içerisinde Millet Ittifaki’nin içerisinden herhangi birisini aramiza katamayiz. Çünkü orasi bir zillet ittifakidir. Bundan alip da biz Cumhur Ittifaki’mizi lekeleyemeyiz. 28 Subat tarihi konusundaki israr için ne söylersiniz? Biz 28 Subatlari onlar gibi yasamadik. Biz isi tam göbeginde yasadik. Bu beyefendi, bazi seyleri birbirine karistiriyor. 15 Temmuz’da havalimanindan kaçip giderken tanklar ona nasil yolu açti? Tanklarin arasindan nasil bir koruma altinda Bakirköy Belediye Baskaninin evine gittigini herkes biliyor. On binler havalimaninda toplandigi zaman oradan nasil kaçip gitti ve daha sonra yaptigi açiklamalarda ne dedi? “Haberim olsa ben de beklerdim.” dedi. Bu adam yalanci. Haberi yokmus; haberi olmadigi için de beklememis ve hemen Bakirköy Belediye Baskaninin evine kahve içmeye gitmis! Iki hafta önce Kiliçdaroglu elektrik faturasini ödemeyecegini söyledi. CHP zihniyeti zaten bu ülkeye verdigi zararin faturasini ödememisti. Fatura ödememe aliskanligi buradan mi geliyor? Böyle bir muhalefetten elektrik alabiliyor musunuz? Müslüm Baba gibi, tam damardan bir soru oldu. Zaten Cumhuriyet Halk Partisi, tarih boyunca hep bu millete fatura ödetti, hala ödetmeye devam ediyor. Ama sunu bilmesi lazim ki, artik o dönemler geride kaldi. Su anda Adalet ve Kalkinma Partisi iktidarda. Sen elektrik faturasini ödememe yoluna mi gidiyorsun? Atilacak adim bellidir. Bir daha sen bu millete bedel ödetemezsin. O tarih oldu. Ondan sonra sokaklara çik bagir. Ankara’dan Istanbul’a da bir daha kolay kolay yürüyemezsin. Bir de bu isin bu yönü var. Geçen haftaki Kabine Toplantisinda elektrik faturasi konusunda vatandas lehine düzenlemeler yapilacagi noktasinda mesajlariniz olmustu. Bu konuda masadaki formül netlesti mi? Yeni düzenlemedeki son durum nedir? 210 kilovatsaate kadarki indirimli tarifede ve 210 kilovatsaatin üstündeki birim fiyatlarda vatandaslarimizin lehine olacak yeni bir düzenleme imkâni üzerinde su anda çalisiliyor. Esnaf ve sanatkârlar için de indirimli bir tarife söz konusu olabilecek. Sivil toplum kuruluslarinin elektrik aboneligi de ticarethane statüsünden konut statüsüne dönüstürülecek. 1 Mart itibariyla bu uygulamaya geçmeyi planliyoruz. Bu adim da milletimizin sesine kulak verdigimizin göstergesidir. Vatandaslarimizi rahatlatacak çözümler sunmaya devam edecegiz. 'VATANDASIMIZIN ALDATILMASINA ASLA MÜSAADE ETMEYIZ' Faturalardan konusurken marketler de gündemdeki yerini koruyor. KDV indirimine gittiniz ama buna ragmen marketler önce zam yapti, sonra sözde o indirimler geldi. Vatandaslar da marketlere çok tepkili. Bir yandan çalismalari biliyoruz, halihazirda cezalar kesiliyor. Vatandaslarin tepkisi cezalarin yetersiz oldugu yönünde. Nasil bir süreç isleyecek? Vatandaslarimiz müsterih olsun. Gerek Ticaret Bakanligimiz gerekse Hazine ve Maliye Bakanligimiz KDV indirimlerinin fiyatlara yansitilip yansitilmadigiyla ilgili incelemeleri siki bir sekilde yapiyor. Burada ciddi bir denetim ve yaptirim mekanizmamiz söz konusu. Bunun haricinde bir ürünün fiyatinin önce 50 liradan örtülü bir sekilde 100 liraya çikarilip sonra da yüzde 40 indirim yapildigi söylenerek 60 liraya satilmasi gibi uygulamalarin da önünü kestik. Bu yolla enflasyona da aslinda önden bir yükleme yapiliyordu. Yine yüksek fiyatlarla alakali kurulumuz sikâyet ya da denetimler sonucu herhangi bir tespiti olmasi durumunda gerekli cezalari kesiyor ve bunlarin tahsili saglaniyor. Ayni sekilde stokçuluga yönelik tespitlerde de gerekli müeyyideler uygulaniyor. Serbest piyasa ekonomisinin sagladigi alanlarin suistimaline, vatandasimizin aldatilmasina ve hakkinin yenmesine asla müsaade etmeyiz. Cezalarla ilgili bazi artirimlar söz konusu oldu. Tekrari halinde bu cezalar daha da artirilarak uygulanir. Hal yasasi vardi gündemde. Istenilen maksada ulasmaz diye mi düsündünüz de bekliyor yoksa genisletiliyor mu? Neden çikmadi o? Tüketiciye yönelik üzerinde çalistigimiz dört düzenlememiz var. Bir tanesi tüketiciyi korumaya yönelik bir düzenleme. O bitmek üzere. Ikincisi e-ticaretle alakali düzenleme. Üçüncüsü perakende ve dördüncüsü de hal kanunu. Bunlarin hepsi birlikte düsünülebilir. Hal Kanunuyla alakali bir taslagimiz var ama arzu ettigimiz neticeyi alabilmek için sirali bazi adimlarin gerçeklesmesi gerekiyor. Bu arada Ulastirma ve Altyapi Bakanligimiz büyük illerin büyük hallerinin çikislarinda kontrol noktalari olusturdu. Burada hem Hazine ve Maliye Bakanligimizin hem de Ticaret Bakanligimizin denetim elemanlari var. Ürünlerin halden çikisindan markete ulastigi fiyata, kamyonlarin tasidiklari miktara kadar bir denetim söz konusu. Halleri tam anlamiyla kayit altina almak istiyoruz. Çikacak olan düzenlemeyle hem hal içerisindeki yönetimin regüle edilmesini hem oraya üreticilerin girmesini saglayacagiz. Yani orada belli bir kotada üretici birliklerine bir kontenjan verecegiz ve onlarin hallere girmesini saglayacagiz ki fiyatlarin dengelenmesinde bir rol oynayabilsinler. Tabi taslagimiz var ama bu düzenlemeleri yapip akabinde onu geçirecegiz. Bir siralamasi ve bir mantigi var kendi içerisinde. 'FETÖ IZI OLDUGU NETLESMIS DURUMDA' Ukrayna’dan getirilen Necip Hablemitoglu cinayetinin kilit ismi Nuri Gökhan Bozkir, Ankara Emniyet Müdürlügünün 12 günlük çabasi sonucunda itirafçi oldu. Burada cinayeti nasil isledigini bütün ayrintilariyla anlatti. Ama verdigi isimlerle bu isin kapatilacagi, sonuca götürülemeyecegi gibi iddialar var. Bu konuda degerlendirmenizi alabilir miyiz? Nuri Gökhan Bozkir Ukrayna’dan MIT marifetiyle Türkiye’ye getirildi ve Emniyet Müdürlügünde sorgulandi. Sorgusu sonrasi tutuklanarak cezaevine gönderildi. Birtakim ifadelerde bulundu. Söylediklerinin o ölçeklere oturup oturmadigi, neyi tarif edip etmedigi, ifadede bulundugu kisilerin o tarihteki baz ve HTS kayitlariyla nerede olduguyla beraber degerlendirilecek. Ama meselede bir FETÖ izi oldugu ilk basta da bugün de o dosya içerisinde netlesmis durumda. Onun için Ankara Cumhuriyet Bassavciligi da bu konuda ciddi bir sekilde analiz ortaya koyuyor. Emniyet de öyle. Birlikte bir çalismayi devam ettiriyorlar.


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —