Tüyler ürpertici iddialarla ilgili HÜDAPAR Genel Merkezi'nden yapilan açiklama söyle:
'Isveç Stockholm’de bir araya gelen magdur aileler, yaptiklari basin açiklamasinda çocuklarinin cinsel istismara ve saldiriya ugradiklarini ve koruyucu aileler tarafindan çocuklarinin çiplak resimlerinin çekilip sosyal medyada yayinlandigini dile getirmistir. Bu insanlik disi uygulamalarin magduru olan ailelerin yasadiklari zulme dikkat çekmek ve seslerini duyurmak için yaptiklari açiklamalar maalesef yeterli etkiyi olusturamamistir.
Çesitli sebeplerle Avrupa’ya göç eden milyonlarca Müslüman baski ve sindirme politikalari ile karsi karsiyadir. Bu olay, Avrupa’da meskûn Müslüman ailelere yönelik asimilasyon politikalarini yeniden gündeme getirdi. Almanya, Isveç, Hollanda ve Belçika basta olmak üzere Avrupa genelinde Müslüman göçmenlerin inançlari, manevi ve kültürel degerleri hedef alinmaktadir.'
Çocuklar 'sosyal hizmet' diye gayrimüslim ailelere veriliyor
'Avrupa’da on binlerce Müslüman çocugu; ailedeki psikolojik sorunlar, aile içi siddet iddialari, ekonomik yetersizlikler, bosanma ve ebeveynlerin ölümü gibi gerekçelerle “Sosyal Hizmetler”, “Gençlik Daireleri” gibi kurumlar aracigiyla gayrimüslim ailelere evlatlik olarak verilmektedir.
Çocuklarin haklarini koruma bahanesi ile Müslüman ailelerin bütünlügünü bozan bu uygulamalar asla kabul edilmez. Avrupa ülkeleri kendi vatandaslari ile ilgili benzer durumlarda uzlasma yollarini arayip aile bütünlügünü muhafaza ederken söz konusu Müslüman aileler olunca alelacele çocuklari ellerinden almaktadir. Asimilasyon kasti açik olan bu yaklasim, Islam düsmanliginin da bir tezahürüdür. Öte yandan savaslar veya ekonomik sebeplerle Avrupa’ya göç etmek zorunda kalan on binlerce çocugun sigindiklari ülkelerde kaybolmasi ve kendilerinden haber alinamamasi Avrupa’daki yönetimlerin çocuk haklari konusunda sorumlu davranmadiklarini göstermektedir.
Müslüman Çocuklarin, koruma adi altinda ailelerinden koparilmasi, ailelerin görüslerine basvurulmamasi ve ailelerin bu süreçte çocuklari ile görüstürülmemesi hem ebeveynlerin hem de çocuklarin psikolojik travma yasamalarina neden olmaktadir. Sözde çocuklarin selameti için basvurulan bu yöntem, çocuklarin gelecegini tehlikeye atmakta ve onlari çesitli açilardan istismara açik hale getirmektedir.
Herhangi bir olumsuzluk yasanmasi durumunda alinacak tedbir; çocugu aile ortamindan koparmak veya inancina, kültürüne uygun olmayan ailelerin yanina yerlestirmek degildir. Makul bir gerekçe varsa çocuklar ailenin yakin akrabalarina teslim edilmelidir. Sayet bu imkân yoksa çocuklar, maddi ve manevi gelisimlerine uygun mekânlara yerlestirilmelidir.
Avrupa’daki yönetimler, Müslümanlarin aile mahremiyetini ve bütünlügünü ihlal eden ve Birlesmis Milletler Soykirim Suçunun Önlenmesine Ve Cezalandirilmasina Dair Sözlesmenin 2. maddesinin (e) fikrasinda da soykirim olarak tarif edilen bu uygulamalardan derhal vazgeçmelidirler.'
'Soykirim suçu'
'Kendi Ceza Kanununa göre islenen bu soykirim suçuna karsi yargi yetkisi bulunan Türkiye basta olmak üzere diger Islam ülkelerinin, Avrupa’da yasayan vatandaslarinin tabi tutulduklari bu insanlik disi uygulamalara karsi acilen harekete geçmelidir. Avrupa’da yasayan Müslümanlarin da basta çocuklari olmak üzere aile kurumunu muhafaza etme hususunda dayanisma içinde olmalari çagrisinda bulunuyoruz.'