Konusmasina, Regaip kandilini tebrik ederek baslayan Cumhurbaskani Erdogan, 'Öncelikle idrak ettigimiz Leyle-i Regaip'in bizler için, alem-i Islam için hayirlara, sulha, sükûna vesile olmasini Allah'tan niyaz ediyorum' dedi.
2011 yilinda ihdas edilen Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantisinin 10'uncusunu icra ettiklerinin altini çizen Erdogan, 'Degerli Dostum Devlet Baskani Zelenski'yle gerek ikili gerekse heyetler arasi görüsmelerimizi gerçeklestirdik. Konsey Toplantimizda Ukrayna'yla mevcut is birligimizi; askeri, siyasi, ekonomik, ticari, kültürel bütün bu alanlardaki gelismeleri ele alma firsatimiz oldu. Stratejik ortakligimizda son yillarda kat edilen mesafeye baktigimiz zaman geldigimiz noktada Ukrayna'yla ticaret hacmimiz 2021 yili itibariyle 7,5 milyar dolar düzeyine ulasti.
Simdi hedef 10 milyar dolar. 10 milyar dolar hedefine de insallah ulasacagiz. Ukrayna ile diplomatik iliskilerimizin tesisinin de 30. yil dönümüne tekabül eden ziyaretimizi, imzaladigimiz 8 anlasmayla taçlandirdik. Müzakereleri 11 yildir süren özellikle Serbest Ticaret Anlasmasi çok çok önemli ve anlamliydi. Toplanti vesilesiyle ayrica farkli birçok konuyu da ele alma imkânimiz oldu. Konseyimizin bir sonraki toplantisinin Cumhuriyetimizin 100. yilinda Türkiye'de tertiplenmesini kararlastirdik' dedi.
Ukrayna'nin egemenligine, siyasi birligine ve toprak bütünlügüne olan destegi bir kez daha vurguladiklarini belirten Erdogan, 'Maalesef Ukrayna ile Rusya iliskilerinde gerilim gittikçe artiyor. Tansiyonun düsürülmesi için gereken katkiyi vermeye hazir oldugumuzu Zelenski'ye özellikle belirttik. Kendileri de 'Bu tür bir adimda, üzerime ne düsünüyorsa, bunu yapmaya hazirim. Bana telefon açtiginiz anda hemen ertesi gün, iki gün sonra, ne derseniz, nereye diyorsaniz ben oraya çikar gelirim' dedi. Bu konuda liderler seviyesinde bir zirveye veya teknik düzeyde görüsmelere ev sahipligi yapmaya hazir oldugumuzu kendilerine ifade ettik.
Uluslararasi basinin da Ukrayna-Rusya arasindaki meseleyi büyütmesinin faydadan daha çok zarar getirecegine inandigimi dile getirdim. Bu süreçte suhuletle, özellikle kili kirk yaran bir hassasiyetle davranilmasi büyük önem arz ediyor. Ikili sorunlarin Avrupa Atlantik Güvenlik Müzakerelerinin bir unsuru haline dönüstürülmesi, her iki kulvarin da tikanmasina yol açiyor. Halbuki iki boyut, birbirinden ayri olarak degerlendirilirse ve kendi dinamikleri içerisinde ele alinirsa çözüm sansi daha da artacaktir' dedi.
Kirim Tatarlarinin durumunu da gerek Zelenski'yle gerek soydaslarla görüstügünü belirten Erdogan, 'Tabii Kirim Tatarlari için burada konut yapimiyla alakali bizim daha önceden verilmis bir sözümüz var. Kiev'de yapacagimiz konutlarla beraber kendilerine bir de cami sözümüz var. Bunlarla ilgili proje çalismalari bitmek üzere. Insallah TOKI ile bu adimi atacagiz ve süratle bunu da gerçeklestirecegiz.
Stratejik ortagimiz Ukrayna'yla her düzeyde karsilikli yogun temas ve istisarelerimizi sürdürecegiz. Türkiye-Ukrayna is birliginin tüm bölgenin barisina ve refahina katki saglayacagi asikardir. Ukrayna'da yaptigimiz görüsmelerin ve imzaladigimiz anlasmalarin hayirlara vesile olmasini diliyorum. Ziyaret sirasinda bana refakat eden tüm bakan arkadaslarima, bürokrat ve teknokrat arkadaslarima da özellikle tesekkür ediyorum' dedi.
'Bati maalesef su ana kadar bu isin çözümünde katki diye bir sey saglamadi'
Cumhurbaskani Erdogan, 'Ukrayna ile Rusya arasinda yasanan gerilimde, uluslararasi basinin bir kisminin, ayni zamanda ABD ve Ingiltere'nin basini çektigi devletlerin gerilimin tirmanmasi ya da tansiyonun yükseltilmesi yönündeki açiklamalarini, yaklasimini nasil degerlendiriyorsunuz?' sorusuna, 'Bir defa sunu çok açik ve net söylemem lazim; bu süreç içerisinde dikkat edilirse Bati maalesef su ana kadar bu isin çözümünde katki diye bir sey saglamadi. Sadece adeta çomak sokuyorlar diyebilirim. Böyle bir durum var ortada. Bu konuyla ilgili olarak Putin'le olan görüsmeyi çok önemsiyorum. Zira Zelenski'yle olan görüsmede, zaten bu konularla ilgili bir mutabakatimiz oldugunu gördüm. Çünkü su anda Avrupa'da bu isi çözmeye yönelik olarak lider noktasinda ciddi sikinti var. Bundan önce bakiyorsunuz bir Merkel icabinda çikiyordu, hakikaten çözüm için elinde anahtar bulundurabiliyordu. Ama bunun disinda su anda böyle bir lider de kalmadi. Digerlerinin ismini zaten vermeye gerek yok. ABD ile ilgili duruma da baktigimizda, Biden da su an itibariyle bu sürece henüz olumlu yaklasim sergileyemedi.
Disisleri Bakanlarinin yaptiklari görüsmelerde de neticeye yönelik bir gelisme henüz kaydedilemedi. Bunu zaten kendilerinde de açik net görüyoruz. Temennimiz odur ki Putin'le yapacagimiz görüsmeden sonra eger arabulucu bir sifat bize yüklenirse, bu sifatla bu isin içine girmeyi kabulleniriz ve üzerimize düsen görevi de insallah yapmaya çalisiriz. Bu arada Ilham Aliyev'in Ukrayna'ya bir ziyareti oldu. Bunun disinda Boris Johnson'in ayni sekilde buraya bir ziyareti oldu. Bu ziyaretleri biz daha sonra derleyip toparlamak, buna göre de bir adim atmak istiyoruz. Ilham Aliyev kardesimizle bu ziyaretinden sonra bazi görüsmelerimiz oldu. Bütün mesele, bir sey beklemeden bu isin çözümüne yönelik ne yapilabileceginin gayreti içinde olmak' cevabini verdi.
'Zelenski ve Putin henüz bir araya gelmedi bu konuyu görüsmek için. Bu tür bir görüsmenin ABD ve NATO'nun gözetimi altinda yapilmasi da pek olasi degil. Türkiye iki lideri bir araya getirebilecek mi? Rusya gerçekten Ukrayna'ya girebilir mi? Rusya'nin sinirdaki askeri hareketliligini nasil yorumluyorsunuz?' sorusu üzerine Erdogan, 'Davetimizle ilgili Putin'in Çin'den döndükten sonra Türkiye ziyaretini gerçeklestirecegi yönünde olumlu bir dönüs oldu. Simdi tarihi kararlastiracagiz. Sonra da Putin ile Zelenski'yi üst düzeyde bir araya getirmek üzere insallah bu toplantiyi yapalim istiyoruz. Zelenski'yle olan mutabakatimiz bu istikamette. Bunu alt düzeylere indirmeden insallah üst düzeyde gerçeklestirebilirsek, buradan alacagimiz neticenin bölgede yeni bir olusuma firsat verecegine inaniyorum. Zelenski'yle olan görüsmede bende bu umut dogdu. Insallah sonu da hayir olur' dedi.
'Ukrayna medyasinda sizin ziyaretinizin Boris Johnson'in ziyaretinden daha fazla yanki buldugunu görüyoruz. Bu Ukrayna'nin Türkiye'ye verdigi önemin de bir göstergesi. Putin belli bir yiginak yapti. Masaya da güçlü oturmak ve bu yiginagin da bosa çikmamasi adina Putin'in Türkiye ziyareti öncesi bir girisimi olabilir mi? Böyle bir ihtimal söz konusu mu sizce? Olursa Türkiye geldiginde, masaya oturdugunda o görüsmenin niteligi nasil olur?' sorusuna Erdogan su cevabi verdi:
'Ben bardagin bos tarafindan bakmak istemiyorum, dolu tarafindan bakalim istiyorum. Bizim, Putin'le olan görüsmemizin ikili mi yoksa Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantisi çerçevesinde mi olacagini o takvimi belirlemede konusacagiz. Eger Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantisi çerçevesinde bunu yapalim derlerse, o zaman o çerçeve içerisinde yapacagiz. Yani Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantisi için bir araya gelecegiz ama bu arada nasil Ukrayna'da heyetler arasi görüsmemizi yaptiysak, ayni sekilde yine Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantimizi gerçeklestirme, diger taraftan da Putin'le özellikle Rusya-Ukrayna arasindaki bu sikintiyi asmaya yönelik ikili görüsmemizi yapma firsati da dogmus olacak. Çünkü bizim Rusya'yla su anda ciddi manada ikili münasebetlerimiz var.
Bu münasebetler siradan degil. Bunun için atilacak adimlar da önem arz ediyor. O bakimdan Putin'le olan görüsmeyi çok çok önemsiyorum. Isin tabi Ukrayna'yla olan boyutu çok daha büyük önem arz ediyor. Zira dünyanin gözü su anda burada, 'Acaba Rusya-Ukrayna arasindaki bu sikinti nereye varacak?' diye. Tabii olayin en önemli yani malum Donbas. Donbas konusundaki gelismeler, sinir boylarindaki gelismeler; bunlarin hepsi su an itibariyle dünyanin bakisini da buraya yöneltmis durumda. Temennim odur ki bu bölge baristan, sulhtan ayrilmasin. Bunun için de bu mücadelemizi sürdürüyoruz'.
'Türkiye olarak dogalgazda herhangi bir sikintimiz yok'
'Diger taraftan Dogu Akdeniz'de önemli bir gelisme oldu. ABD EastMed projesinden destegini çekti. Geriye Israil gazi için tek yol da Türkiye kaliyor gibi gözüküyor. Dogu Akdeniz de dünyanin gözünün uzunca bir süredir üzerinde oldugu bir nokta ve bizim için çok önemli gelismeler oluyor burada. Ayrica Türkiye olarak Misir, Israil, Birlesik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi ülkelerle de bir taraftan normallesme emareleri görüyoruz. Bunlar Türkiye için nasil bir sürece isaret ediyor gelecek için?' sorusuna Erdogan, 'Tabii bu çalismalar böyle basit rakamlar degil, çok ciddi rakamlar. Simdi burada da bana göre ABD bekledigini bulamadigi için ve bu isi mali noktada ekonomik bulmadigi için, buradan çekilmek durumunda kaldi. Yoksa ekonomik neticeyi bulmus olsa ABD buradan çekilmezdi.
Biz ise bölgede ne diyoruz? Burada Kuzey Kibris'taki Türklerin haklari var. Bu haklar için de biz adimlar atiyoruz. Bizim su anda 3 tane sondaj gemimiz var, 4'üncüyü aldik. 2 tane de sismik arastirma gemimiz var. Bunlarin su anda çalisma alanlarini belirledik. Iste bir kismi Karadeniz'de çalisiyor, bir kismi da bundan böyle Akdeniz'de çalismalarini sürdürecek. Tabii kendi gemilerimiz olmasi hasebiyle bunlar bizim maliyetlerimizi ciddi manada düsürüyor. Insallah bunlarla beraber, hele hele simdi bu Sakarya Gaz Sahasi ve o bölgelerde attigimiz adimlarda ve yaptigimiz sondaj çalismalarinda neticeleri almaya basladigimiz andan itibaren bir defa dogalgazi halkimiza mal etmemiz çok daha farkli olacak. Ayni sekilde gelecegi görmede bundan böyle bizim gücümüz çok daha artacak. Son dönemlerde bazilari diyor ki 'dogalgaz artik sifiri tüketiyor, dogalgazda durum söyle kötü, böyle kötü'. Dogalgazin sifirlanmasi, sifiri tüketmesi gibi bir sey kesinlikle söz konusu degil. Iran'da bir ariza sebebiyle ufak bir sikinti oldu. O ayri bir konu ama bu bizim dogalgazimizin tükenmesi anlamina gelmiyor. Bizim bir defa Tuz Gölü'nün altinda dogalgaz depolama alanlarimiz var. Silivri'de yine ayni sekilde dogalgaz depolama alanlarimiz var.
Bir de bunun yaninda Azerbaycan'dan gelis devam ediyor. Bunun yaninda yine ayni sekilde Rusya'dan dogalgazimiz geliyor. Durum böyleyken kalkip da vatandasi, milleti bu konuda heyecanlandirmanin bir anlami yok. Bizim buradaki yaklasimimiz nedir? Biz dogalgazimizi tasarruflu kullandik. Ne yaptik? Mesela en azindan sanayiye dogalgaz verme olayini azalttik. Dedik ki kesinlikle konutlara kesinti yasatmayacagiz, konutlarimiza dogalgazi vermeye devam edecegiz. Ve programimizi ayni sekilde uyguladik. Bu arada ben Iran Cumhurbaskani ile görüsmemi yaptim.
Ayni sekilde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanimizin Yardimcisini, BOTAS'in yetkililerini Iran'a gönderdik. Onlar da orada görüsmelerini yaptilar. Cumhurbaskani 'Bize 10-15 gün müsaade ederseniz, biz bu isi toparlariz' dedi. Gerçekten de 15 gün içerisinde falan is toparlandi ve yeniden normal akisa geçti. Su anda biz mesela Irak olayini da gündemimize aldik. Onu düsünüyoruz. Irak'tan da belki dogalgaz noktasinda Türkiye'ye bir arz olabilir. O da olursa zaten daha da farkli olacak. Ama bizim su anda Türkiye olarak dogalgazda herhangi bir sikintimiz yok. Türkiye'nin böyle bir sikintisi yokken bunu varmis gibi göstermek, milletimizi bu kis mevsimi içerisinde psikolojik olarak olumsuz etkilemekten baska bir ise yaramaz' cevabini verdi.
'Israil gazi da geldigi zaman, Israil gazi da Türkiye'den geçecekse belki bir alternatif olusturacak mi?' sorusu üzerine Erdogan, 'Israil'le, Herzog'la bu konuyu da görüsecegiz. Basbakan'la ayni sekilde yine bu konu görüsülecek. Biz, Israil'le bu noktada geçmiste zaten yolumuzu açmistik. Biz, Israil dogalgazini ülkemizde kullaniriz, kullanmanin ötesinde Avrupa'ya geçisi için de müsterek bir çalismanin içerisine gireriz. Simdi Herzog'la da insallah Türkiye ziyaretinde bu konular bizim gündemimizde olacak' dedi.
'Tüm dünyada enerji maliyetlerinin artmasinin bizde de özellikle elektrik ve dogal gaz faturalarina bir yansimasi oldu. Siz de vatandastan gelen talep dogrultusunda elektrik fatura tarifelerinde kilovat oranini degistirdiniz. Acaba vatandasa, küçük esnafa yansiyacak yeni bir düzenleme olabilir mi? Dogalgazda da benzer bir düzenleme olabilir mi?' sorusuna Erdogan, 'Biz dogalgazda ve elektrikte zaten bu süreç içerisinde ciddi manada sübvansiyon yaptik. Avrupa ile mukayese edilmeyecek derecede bir sübvanse yaptik. Su an Avrupa'nin en ucuz dogalgazi bizde. Geçen yil elektrik faturalarinda yüzde 50, dogal gaz faturalarinda yüzde 75 oraninda devlet olarak sübvansiyon sagladik.
Tarifelere yansitilmayan toplam sübvansiyon tutari 100 milyar lirayi buldu. 2022 yilinda da dogalgazin 4'te 3'ü hala sübvanse ediliyor. Dünya enerji noktasinda büyük bir darbogazda. Biz bu darbogazi öngördük ve güçlü, sosyal devlet mantigiyla tedbirlerimizi aldik. Kademeli tarife de Türkiye'deki hanelerin ortalama elektrik tüketimleri hesaplanarak 150 kilovatsaat olarak belirlenmisti. Gelen talepler üzerine birinci kademe aylik 210 kilovatsaate çikarildi. Bundan sonraki süreçte de biz vatandasimizi dara, zora sokacak bir fiyat uygulamasini yapmayiz' cevabini verdi.
'Irak'tan gelecek gaz, Irak'in kuzeyinden mi olacak? Neçirvan Barzani ile görüstünüz geçenlerde. Merkezi yönetim degil herhâlde, Kuzey Irak degil mi?' sorusuna, 'Neçirvan Barzani, Irak'in kuzeyinde de olsa biz onunla Irak'in merkezini de konusabiliriz ve konustuk. Neçirvan Barzani'yle olan dostlugumuz bizim çok çok farklidir ve aramizdaki hukuk ileri derecededir. O da bu konuda elinden geleni yapacagini, döner dönmez merkezi yönetimle olsun, ilgililerle olsun konuyu görüsecegini söyledi. Insallah Irak dogalgaziyla ilgili de anlasmalarimizi yapip, oradan kazan-kazan esasina göre hem onlar kazanacak hem de biz kazanmis olacagiz' cevabini verdi.
'Ülkemiz, DEAS'la Mücadele Uluslararasi Koalisyonu'nun etkin bir üyesi olarak da terör örgütüyle mücadelede uluslararasi çabalara aktif katki saglamaya devam edecektir'
'ABD, DEAS terör örgütü lideri Kureysi'nin öldürüldügünü duyurdu. Türkiye sinirina çok yakin bir noktada bu operasyonu yaptilar. Idlib olmasi hasebiyle, acaba Türk askeri varliginin oldugu noktalara yakin bir yerde miydi? Bu operasyon öncesi ABD ile bir irtibat oldu mu, bilgi paylastilar mi?' sorusuna Erdogan su cevabi verdi:
'Türkiye uluslararasi baris ve istikrarin temini yolunda DEAS terör örgütü ve onun temsil ettigi çarpik zihniyetle mücadelesini kararlilikla sürdürüyor. Bu kapsamda uluslararasi çabalara yaptigimiz aktif katkilar var. Ayrica gerek yurtiçinde gerek sinir ötesinde gerçeklestirdigimiz operasyonlar ve aldigimiz önleyici tedbirlerle DEAS terör örgütünün geriletilmesinde çok önemli roller üstlendik. Ülkemiz, DEAS'la Mücadele Uluslararasi Koalisyonu'nun etkin bir üyesi olarak da terör örgütüyle mücadelede uluslararasi çabalara aktif katki saglamaya devam edecektir. Öte yandan, uluslararasi baris ve güvenligin temini için tüm terör örgütleriyle ayrim yapilmaksizin mücadele edilmesi gerektigine inaniyoruz'.
'15 Temmuz hain FETÖ darbe girisiminden sonra basini CHP'nin çektigi muhalefet partileriyle ülkemizdeki büyükelçilerin siki temaslari oldu. Bu görüsmeleri 2019 yerel seçimlerinden sonra daha da siklastirdilar. Siz büyükelçilerin muhalefetle bu kadar sik görüsmesini, basina kapali görüsmeler yapmasini nasil degerlendiriyorsunuz?' sorusuna Erdogan, 'Ben bunlari hiç önemsemiyorum. Yani büyükelçiler gelmis, belediye baskaniyla görüsmüs, belediye baskaniyla gitmis balikçida balik yemis, o onun seviyesinin ne oldugunu gösterir' cevabini verdi.
'CHP Istanbul Il Baskani Gezi Parki olaylarinda bir çocuk fotografi paylasip bu fotografin üstüne sizin de isminizi yazarak “Kindar çocuk yetistiriyorum. Haberin olsun” demisti. Ve çocugun resmini alenen paylasmisti. Bir yandan da ayni CHP, Trabzon'da bir çocugun söyledikleri üzerinden agir bir sekilde elestiriyor. Çocuk deyince de akla Diyarbakir Anneleri geliyor. Diyarbakir Annelerini de görmezden geldiklerini görüyoruz. Hem sizin mitinginizdeki durumu hem de bu çifte standardi degerlendirmenizi rica ediyorum' sorusu üzerine Erdogan, 'Onlarin hepsi bizim çocuklarimiz. Bizim tek önemsedigimiz husus evlatlarimizin kendilerine, ailelerine, vatanina, milletine faydali olmalaridir. Biz, onlar gibi çocuklarimiza layik olmadiklari yerleri asla yakistiramayiz. Biliyoruz ki çocuklarimiz yarinin umududur.
Bütün çocuklarimizi, gençlerimizi kucakliyoruz, hepsine sevgiyle gözümüz gibi bakiyoruz. Trabzon'da bir evladimiz sahneye gelmek için aglayarak çok israr edince biz de yanimiza çagirdik. Kendisi o esnada mikrofonu kapip bir seyler söyledi. Esasinda çocuk ne demis önemli degil. Nihayetinde çocuktur. Ama bununla ilgili bir sürü sey konusuldu. Onlarin öyle demesi, böyle demesi çok da önemli degil. Biz ne yaptigimiza bakacagiz; bu ülkenin evlatlari arasinda hiçbir ayrim yapmadan yolumuza da ayni kararlilikla devam edecegiz' dedi.
'Kim ne derse desin biz ülkemizin ve bölgenin güvenligini, huzurunu, istikrarini tehdit eden terör örgütlerinin kökünü kazimakta kararliyiz'
'Sinir ötesi terör operasyonlarinda bir süredir Süleymaniye'ye ve Erbil'in güneyine kadar iniliyor. Irak Kürt bölgesel yönetimi bu operasyonlara destek verirken HDP destek vermiyor. Tam tersi kinama mesaji yayinliyor. Nasil degerlendiriyorsunuz bunu?' sorusunu Erdogan, 'Su anda özellikle Irak'ta ve Irak'in kuzeyinde Barzanilerin durusu çok çok farkli. Ve bu durusu Türkiye ile çok daha ortak, çok daha dayanisma içerisinde yürütüyorlar. PKK terör örgütüne karsi da farkli bir duruslari var ve bu farkli duruslarini da her geçen gün ispat ediyorlar. Bu geliste yaptigimiz görüsmelerde de ben kendisinde bunu özellikle gördüm ve anlasilan o ki cumhurbaskanligi seçimiyle birlikte Irak'ta yeni bir süreç baslayacaktir. Bölge halklari terörden bikmis durumda. Kim ne derse desin biz ülkemizin ve bölgenin güvenligini, huzurunu, istikrarini tehdit eden terör örgütlerinin kökünü kazimakta kararliyiz' diye cevapladi.
'Son dönemde terörle mücadele operasyonlarinda Türkiye büyük basari gösteriyor. Kis Kartali operasyonu ile ilgili sizin “kaçacak delik bulamadilar” gibi bir ifadeniz vardi. Biraz ayrinti verir misiniz? Ayrica CHP daha önce tezkereye hayir oyu vermesi akillara geliyor. Bu konuda nasil bir degerlendirmeniz olur?' sorusuna Erdogan, 'Kis Kartali Harekati da Irak ve Suriye'nin kuzeyindeki teröristlerin inlerini baslarina yikma irademizin bir adimi. Hem bu harekatta hem de bütün terörle mücadele operasyonlarinda görev alan kahramanlarimizi kutluyorum. Tabi bu operasyonlarla iyice köseye sikisan teröristler çildirmaya basladi. Çaresizligin verdigi bir sonuç olarak, kendi aralarindaki telefon konusmalarinda terör örgütü üyelerine “herkes kendi basinin çaresine baksin” diye talimat geçiyorlar. Ama hiçbiri kaçacak delik bulamayacak. Terörü kaynaginda kurutmakta kararliyiz. Teröristlere sinirlarimiz içinde ve disinda nefes aldirmiyoruz, aldirmayacagiz' cevabini verdi.