Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Baskani Kemal Kiliçdaroglu, Fatih Altayli'nin Habertürk TV'de yayinlanan Teke Tek programina konuk oldu.
Erken seçim talebini bir kez daha dile getiren Kiliçdaroglu, çarpici açiklamlarda bulundu.
'2022 Eylül ayinda erken seçim bekliyorum. Ekonomiyi daha fazla götüremezler.'
KILIÇDAROGLU: IMAMOGLU'NU GÖREVDEN ALMA IHTIMALI YOK
IBB’ye yönelik teftisle ilgili konusan CHP lideri Kemal Kiliçdaroglu, IBB Baskani Ekrem Imamoglu’nun görevden alinmasi ihtimaliyle ilgili olarak, “Böyle bir ihtimal görmüyorum. AK Parti içerisindeki vicdan sahibi kisiler bile bunun olmamasi gerektigini söylüyor” dedi.
Habertürk’te Fatih Altayli’nin sorularini yanitlayan CHP Genel Baskani Kemal Kiliçdaroglu, gündemdeki konulara iliskin degerlendirmelerde bulundu.
Kiliçdaroglu, sunlari söyledi:
'NE OLDU BU YOLSUZLUK DOSYALARI?'
Sayin Bahçeli'nin söyledigini bir tarafa birakiyorum. Eleman alimiyla bilgiler elbette devletin denetimdedir. Elbette denetlenebilir. Hiçbir zaman 'niye müfettis gönderdiniz' diye sikayet etmedik. Bir suçlama yapildi, suçlamanin gerekçesi havada, teröristleri aliyorlar, istihdam ediyorlar vesaire. Eger sorusturma açacaksaniz, iyi hal kagidi verenlere açacaksiniz. IBB'nin Milli Istihbarat Teskilati mi var? Yapilan kumpas, isin Türkçesi Istanbul'u almamizi bir türlü hazmediyorlar. Nasil olur da Istanbul'un rantini 16 milyona Ekrem Imamoglu'na verir? Bu ranti bir avuç insana degil Istanbullular'a verecek. Bütün belediye baskanlarimiz, Içisleri Bakanligi müfettisleri, kontrolleri, Sayistay denetçileri denetliyorlar. Hiçbir sikayetimiz yok, istedikleri kadar denetlesinler. Ama önyargiyla gidiliyorsa. Önce bir bekle bakalim müfettislerin raporunu. IBB sorusturma açti, pekçok yolsuzluk dosyasini düzenledi, Içisleri Bakanligi müsaade etmedi. Ne oldu bu yolsuzluk dosyalari? Üstü kapatildi. Söylüyoruz, bunu ama dosya onlarin ellerinde. Rakamlari kamuoyuyla paylasiyoruz. Ama önümüzde bir duvar var.
'HESAP SORACAGINIZA, BAKAN YAPTINIZ'
Ulastirma Bakanligi yapan kisi ihale yapilmis gibi tutanagi tutup adama para veriyor.
Simdi Ulastirma Bakanligi yapan kisi eskiden IBB'de Genel Sekreter Yardimcisiydi. Is olmus gibi tutanak tutuyor, düzenliyor, adama para veriyorlar. Ihale yok, bina da yok. Ihale yapilmis gibi tutanagi tutup adama para veriyorsunuz. Bunun hesabi sorulacagina bu adami bakan yapiyorsunuz. Belgeler var, imzasi var. Getirdiniz, bakan yaptiniz, ne oldu? Dokunulmazligi oldu. Kimsenin hakkini yemek istemem. Müfettis olmak kolay degildir. Herhangi partiye sempatisi olabilir. Müfettisin vicdan tasimasi lazim. Olaylara bakacak, soru soracak, tabii ki Ekrem Bey'e degil; ilgili kisiye soracak. Olaylarin birilerinin bekledigi noktaya ulasacaklarini hiç sanmiyorum. Bunu AK Parti'nin içindekiler de söylüyor zaten. Ben müfettislerin bir talimatla bu isi gidelim, sorusturma açalim, Ekrem Bey'i görevden alalim, böyle bir sey isin dogasina aykiri, mümkün degil.
'TERÖRISTSE SIMDIYE KADAR NEREDELER?'
Teröristse simdiye kadar neredeler? Tutsunlar, mahkemeye versinler. Polis, savci, Bakanlik, Cumhurbaskanligi var mi, var. Yakalarsin, götürürsün, ifadesini alir, geregini yaparsin. Bu adamlar su anda çalisiyor. Ya iftira atiliyorsa. Bunlardan hepsinin tazminat davasi açmasini isteyecegim. Yerel seçim öncesi Ankara'da Mansur Bey'e iftira attilar. Kazanirsa su paralarini teröristler toplayacakmis. Akla ziyan seyler. Bunlar günlerce yazildi, çizildi. Düsünce saçmaliklarin biriktigi bir alan gibi. Her türlü iftira rahatlikla atilabiliyor. Ben eski denetim elemaniyim. Denetimden geliyorum. Denetimin bir ahlaki vardi. Ben buna ragmen savcilara, müfettislere güveniyorum.
'BU ADAM TERÖRISTLERI ISTIHDAM EDIYORSA YAKALA KARDESIM'
Hükümet kim? Bakan kime bagli? Kendisine. Emniyet, MIT kime bagli? Adalet Bakanligi kendisine bagli. Teröristler var diye suçluyor. Beyefendi sen orada armut mu topluyorsun. Terörist üzerinden belediye baskanini suçluyor. Iftira ile devlet yönetilmez, akil, bilgi ve birikimle yönetilir. Bu adam teröristleri istihdam ediyorsa yakala kardesim. Telefonlarin sürekli dinlendiklerini düsünün. Önce kendi belediyelerine baksin. Olmayan isi olmus gibi gösterip, tutanak düzenleyip, olmayan isin parasini veren adami getirip bakan yapti. Bakanin 'bana iftira atiyorlar' demesi lazim. Dava bile açamiyor.
'EMEKLININ SUÇU NE?'
TUIK Baskaniyla görüsseydim neye göre saptiyorsunuz diye soru soracaktim. TÜIK'in internet sitesinde 'herhangi sorunla karsilastiginizda bizi ziyaret edebilirsiniz' diyor. Ben bir sorunla karsilastim. Birakin ana muhalefeti, genel baskanligi, bir milletvekili bir yere gidecek, siz kapiyi kapatiyorsunuz. Tepkiyi TBMM Baskani'nin göstermesi lazim. Niye gösteremedi? Çünkü saraydan talimat almasi lazimdi tepki gösterip, göstermemesi için. Ben oraya isçinin, emeklinin, asgari ücretlinin, milyonlarca kisinin hakkini aramak için gittim. Sonuçta asgari ücretlilere bir rakam verildi, ama emekliye ne verildi? Yüzde 25, enflasyon kaç? Emeklinin suçu ne? Emekli çalisti, üretti, alin teri döktü, ülkenin kalkinmasina katkida bulundu, primini üredi, 'artik senin insanca yasamana gerek yok, sen bunla idare et' diyor. Bütün emeklilere diyorum, 'Sandiga gidip hala AK Parti'ye oy veriyorsaniz o zaman memnunsunuz' diyorum.
10 milyona yakin emekli, yine benim dillendirmem sonucu iki bayram ikramiye aliyor. Bazi emekliler PTT'de kuyruga girmislerdi. 'Ey Kiliçdaroglu biz rahat geçiniyoruz diye bana telgraf çekmislerdi'. Milli Egitim Bakanligi'na niye gittim? Bir tweet gördüm. Dereceye girmis birisi KPSS sinavinda, sözlü de eleniyor. Bunun üzerine hemen arkadaslarla konustum, Milli Egitim Bakanligi'ndan randevu istedim. Özel kalemime söyledim. 'Bu haksizlik nedir?' diye soracaktim. 'Bir insanin elinden ekmegi alinir mi?' bunu soracaktim. Bekledik, yanit yok. 12 saat bekledik. 15. saatin sonunda ben oraya gittim. Ben sinava girip, hakki elinden alinan insanin hakkini savunmayacaksam niye siyaset yapiyorum o zaman. Danistay kararlarina baktim. Daha önce benzer uygulamalar olmus. Danistay karari 'hayatin olagan akisini aykiridir' diye iptal etmis. Bunlar tekrar alinmis ve eklenmis. Bir kadin ögrenci sunu söyledi; 'annem öldügü zaman babam aglamadi, ama ben dereceye girip sözlüye girince babamin agladigini gördüm, içime sindiremiyorum' dedi. Onun hakkini savunmayacagim da kimin hakkini savunacagim?
'SARAY 'RANDEVU VERMEYIN' DEMIS'
Ben Milli Egitim Bakanligi'nin önünde konusacaktim. Saray 'randevu vermeyin' demistir. Benim oraya gidisim sadece ve sadece bu olayi kamuoyuna ve daha genis kitlelere duyurmak. Kapi açik da olsa zaten girmeyecektim. Ama onlar korkularindan oraya zincir takmislar. Ben bu meseleye dikkat çekmek için gitmistim. Bu ögrencilere söz verdim, sizin için internet sitesi açagim dedim. Arti onlara her türlü hukuki destegi verecegimizi söyledim. Bütün illerde avukat arkadaslarimiz çalisiyor, bunlarin dilekçesini yazacagiz, haklarini sonuna kadar savunacagiz. Biz iktidar olursak KPSS'yi yapacagiz, sözlüyü kaldiracagiz. Bazi alanlarda sözlü olabilir, o zaman kamera koyacagiz. Matematikte dereceye giren ögrenci sunu söyledi, 'Türkiye'de dereceye girmisim, bütün sorulara cevap verdim, tesekkür ettiler, ben de sevindim artik ögretmen olacagim diye. Sonuçlar açiklaninca gördüm ki kazanamamisim'. Sinava giriyoruz, yüzümüze bile bakmiyorlar diyorlar. O zaman biz anliyoruz ki, bunlar bizi eleyecekler.
Haksizlik karsisinda susarsak bizim siyaset yapmamizin bir anlami kalmaz. Bu çocuklar bizim partiye oy verip vermiyor mu diye bir arayisa girmedim. Hiçbir zaman sormadim. Bizim bu haksizliklari dile getirmemiz gerekiyordu. Beyler rahatsiz oluyorlar. Erdogan hiç konusmuyor, 'niye Milli Egitim Bakanligi'nin önüne gidiyorsun' diyor. Arkadas bir sor bakalim; ben oraya niye gidiyorum? Önce senin itiraz etmen lazim. Dereceye giriyor, daha düsük puan verip eliyorlar. Ben orada Bakani görsem ne olur? Bir haksizlik var, giderilmesi lazim.
'IZIN ALARAK MITING YAPIYORUZ ZATEN'
Zaten hepimiz sokaktayiz. Kimimiz parkta, kimimiz parkta. Sokaga çikmaktan kast ettigim su; bunlar sunu istiyor; biz sokaga çikacagiz, cami pencereyi kiracagiz, Erdogan bunlardan hoslanacak, OHAL ilan edecek. Oh ne güzel istedigim kararnameyi çikaracagim. Sokaga çikmaktan kastimiz buydu. Izin alarak miting yapiyoruz zaten. Mitingin korumasini polisler yapiyor. Sonuçta bu ülkenin güvenlik güçleri. Bizim ülkede demokrasi yok ki! Insanlar çikip, bildiri okuyacaklar. Baski, jop hersey var. Nasil yapacaklar? Demokrasi olsa zaten sorun olmaz. Insanlar düsüncelerini söylerler, yürüyüs yapabilirler. Anayasa diyor zaten, silahsiz ve saldirisiz önceden izin almaksizin yürüyüs yapabilirsiniz. Anayasa da askiya alinmis. CHP ve kendi tabanimiz adina konusuyorum. Mersin'de su meydanda degil burada dediler, yaptik. Meydan belediyeye ait. Bir gerginlik olmasin diye.
'KESINLIKLE ARTIK ÜLKEYI YÖNETME KAPASITESI BITMISTIR'
Gidici oldugunu gayet iyi biliyor, çatisma, gerginlik istiyor. O nedenle her türlü hakareti yapiyor. Sadece gülümsüyorum. Bütün yetkilere sahip olan birisi rakibine hakaret ediyorsa bu acizligin görüntüsüdür. Artik gülüyorum. Kesinlikle artik ülkeyi yönetme kapasitesi bitmistir. Gerginlik, kavga üzerinden varligini sürdürmek istemektedir. Devletin güçlerini kullanarak bunu yapmak istemektedir. Cesareti varsa televizyonda karsima çikar. Cesareti yok, bilgisi yok birikimi yok. Istersen promteri de getir. Verecegi çok hesap var. Asil temel nokta orasi. Erdogan'a ne söyledim; mal varligini arastiririm. Tek kelime bile etmedi. Iktidardan gitmenin onun için ciddi maliyet doguracagini biliyor. Devlet endise ile yönetilmez.