AK Parti Genel Baskanvekili Numan Kurtulmus, TBMM Genel Kurulu'nda , Türkiye'nin yatirim, üretim, istihdam, ihracat ve büyüme eksenli ekonomi politikasindan asla vazgeçmeyecegini belirterek, 'Bunun için de bütün kaynaklarimizi seferber ederek yolumuza devam edecegiz. Ancak bunu yaparken kimilerinin söylemeye çalistigi gibi asla serbest pazar ekonomisinin kurallarindan vazgeçmeyecegiz. Türkiye sosyal politika donanimli, gerçekten etik kurallarla çevrilmis bir serbest pazar ekonomisi istikametinde yürüyüsünü sürdürecektir. Bunun altini kalin çizgilerle çiziyorum' diye konustu.
'OHAL HADDI ASILMIS BIR LAF'
Kurtulmus, bazi çevrelerce dile getirilen, 'ekonomik buhran' sözlerine katilmadigini söyledi. Ekonomik OHAL'den bahsedenlerin, haddini astigini kaydeden Kurtulmus, konusmasini söyle sürdürdü:
'Kimilerinin, kiyida kösede ekonomik OHAL'den bahsetmis olmasi Türkiye'de ve Türkiye'yi disaridan takip eden çevrelerde önemli birtakim endiseleri ortaya çikardi. Bir kez daha çok net bir sekilde söylüyoruz. Ekonomik OHAL gibi bir laf haddi asan bir sözdür, kimsenin aklindan geçmesin. Türkiye serbest pazar ekonomisi sartlari içerisinde hareket ediyor. Ama sunu gördük, bir laf ortaya atildi, özellikle sosyal medyada kimler kimler arkasindan takildi gitti. Dolayisiyla bunun altini çizerek ifade etmek istiyorum.'Kurtulmus, yeni ekonomi politikalarina iliskin, 'Hukukun üstünlügüyle isleyen bir piyasa düzeni, ekonomi modelimizin vazgeçilmez unsurlarindandir. Ekonomik kalkinma tezlerine baktiginiz zaman, bazilari ekonomik kalkinmayla demokrasiyi birbirinin karsiti gibi ortaya koyarlar. Türkiye'nin ekonomi tarihinin içerisinde ve bugün AK Parti hükümetlerinin geldigi noktada ekonomiyle demokrasi yan yana yürümek zorundadir. Asla Ikinci Dünya Savasi öncesinde gördügümüz gibi, fasist Almanya'sinda gördügümüz gibi ekonomik gelismeyi temin etmek için demokrasiden birtakim kisitlamalara gidilmesi asla ve asla düsünülemez. Bunun için biz hem demokratik standartlari yükseltmek hem de ekonomik olarak kalkinmayi saglamak zorundayiz. Bu da bizim ikinci temel çizgilerimizden biridir' degerlendirmesinde bulundu.
DIS ÇEVRELERIN MÜDAHALESI
Dis çevrelerin, Türkiye ekonomisi üzerinde yaptigi yorum ve elestirilere tepki gösteren Kurtulmus, 'Basta IMF olmak üzere, ekonomik gibi görünen ama siyasi vesayet düzenekleri kuran uluslararasi kurumlarin ne söylediklerine asla itibar etmeyecegiz. Sürdürülebilir bir kalkinma için mutlaka ve mutlaka Türkiye'de yüksek teknolojili ve katma degeri yüksek alanlardaki üretime önem verecegiz. Bu yoldaki yürüyüsümüzü sürdürecegiz çünkü biliyoruz ki yüksek teknolojiler aslinda özellikle bizim gibi gelismekte olan ülkeler, kalkinmakta olan ülkeler için büyük bir nimettir. Yüksek teknolojileri özellikle son on bes yilda çok iyi kullanan bir ülke olarak gelismis ülkelerle aradaki teknoloji açigini kapatiyor ve yolumuza devam ediyoruz. Bu çerçevede, hükümetlerimizin bundan sonraki ekonomi yürüyüsünde de temel özelliklerinden birisi mutlaka ve mutlaka yüksek teknoloji ve katma degeri yüksek alanlardaki yürüyüsü sürdürmektir' açiklamasinda bulundu.
Kurtulmus, politik yeni ekonomik adimlardan sürdürülebilir yesil ekonomiyi ve bu anlamda yesil ekonomik dönüsümü de merkeze alarak yola devam edeceklerini söyledi.
'HEPIMIZIN PARTISI BASKA OLSA DA HEPIMIZIN ORTAK PAYDASI TÜRKIYE'DIR'
Kurtulmus, ekonomik gelismelere vurgu yaparak, bu süreçte iktidar ve muhalefetin dayanisma içinde bulunmasi çagrisi yaparak söyle dedi:
'Toplumda kaybedecegimiz en önemli sey, toplumsal dayanisma ruhudur. Bu ruhu kaybetmemek için hep beraber çok güçlü bir dayanisma sergilememiz lazim. Birbirimizi elestirebiliriz, birbirimize karsi sözler söyleyebiliriz. Sizin baktiginiz yerden görülen, bizim baktigimiz yerden baska görünüyor. Bu anlamda, dayanismayi ortadan kaldiracak, hele hele husumet ve sokaklari karistirma anlamina gelecek sözlerden herkesin imtina etmesi lazim. Çünkü hepimizin partisi baska olsa da hepimizin ortak paydasi Türkiye'dir, hepimizin vatani Türkiye'dir. Bu süre içerisinde Türkiye'de de çok güçlü dayanismalar ortaya çikti. Öncelikle Türkiye'nin kadinlarini, Türkiye'nin ögretmenlerini, Türkiye'nin saglik çalisanlarini, Türkiye'nin filyasyon ekiplerinde ter döken emektar insanlarini ve Türkiye'nin halka yardim etmek için cansiparane çalisan vefa gruplarinin insanlarini; hepsini bu örnek dayanisma dolayisiyla kutluyorum ve her birinin emekleri unutulmaz emeklerdir.'
