SHURA Enerji Dönüsümü Merkezi, Türkiye’nin elektrik sisteminde dönüsümün sosyoekonomik etkilerini ortaya koyan ilk çalismasi ‘Türkiye’de Elektrik Sistemi Dönüsümünün Sosyoekonomik Etkileri’ raporunu yayimladi. Sonuçlari 30 Haziran Çarsamba günü düzenlenen çevrimiçi tanitim etkinliginde duyurulan rapora göre, dönüsüm için yilda 12,3 milyar dolar yatirim yapilmasi gerekli. Buna karsilik istihdamdan dis ticaret açigina kadar çesitli alanlarda bunun üç kati getiri yaratilacak.
Etkinlige SHURA Enerji Dönüsümü Merkezi Yönlendirme Komitesi Baskani Selahattin Hakman, IRENA Kidemli Enerji Dönüsümü Uzmani Xavier Casals, UNDP Türkiye Iklim Degisikligi ve Çevre Portföy Yöneticisi Nuri Özbagdatli, TEPAV Program Direktörü Güven Sak ve IPM Iklim Degisikligi Koordinatörü Ümit Sahin katildi.
Toplantinin açilis konusmasini yapan SHURA Enerji Dönüsümü Merkezi Yönlendirme Komitesi Baskani Selahattin Hakman, enerji dönüsümünün saglik, çevre ve ücret gelirleri açisindan olumlu sonuçlar ortaya koydugunu açikladi. Hakman sunlari söyledi:”Türkiye’nin dönüsümün faydalarindan ve uluslararasi finansmandan yararlanabilmek için enerji dönüsüm yolculuguna devam etmesi elzem. 2030-2050 arasinda iklim hedefleriyle ayni dogrultuda, genis perspektifli ve uzun vadeli bir plan gerekiyor. Böylesi bir planla iklim degisikligi ile küresel mücadeleye katkida bulunulurken, ayni zamanda ekonomik kalkinma saglanabilir.”
Toplantida konusan IRENA Kidemli Enerji Dönüsümü Uzmani Xavier Casals, iklim degisikligini önlemek üzere enerji sistemlerini dönüstürürken biyolojik çesitliligi ve toplumu korumak, sosyal sorumluluk, esitlik ve adalet için küresel isbirligi gerektigini söyledi. Casals, bunun için elektrik, enerji, ekonomi, toplum ve gezegeni kapsayan bütünlüklü bir yaklasima ihtiyaç duyuldugunun altini çizerken IRENA’nin küresel sosyoekonomik ayakizi analizi tüm bu yaklasimlari birlestirerek bilgi altyapisina ve dönüsüm sürecine katkida bulunmayi amaçladigini söyledi.
Söz alan TEPAV Program Direktörü Güven Sak ise “Yesil Mutabakat, COVID-19 sonrasi iktisadi toparlanma programlarinin odak noktasina dönüstü. Paris Iklim Anlasmasi hedeflerine dogru ilerlerken, yesil-dijital dönüsümün önemli bilesenlerinden biri de çok dogal olarak elektrik sistemi olacak. Hidrokarbonlara dayali elektrik üretim altyapisinda ne tür degisikliklere ihtiyaç oldugu tartisilirken, olumlu etkilerin yaninda olumsuzlari da dikkate almak ve adil bir geçis sürecini tasarlamak son derece önemli. Aksi takdirde, konusmaktan yapmaya geçemeyiz ve çagin içinde olmak için önümüze kadar gelen bu firsati da kaçirabiliriz” diye konustu.
Raporda, Türkiye’de 2030 yilina kadar elektrik üretimide yenilenebilir enerjinin payinin yüzde 50’ye çikarilmasinin teknik ve ekonomik açidan mümkün oldugu belirtildi.
DIS TICARET DENGESINE 10 MILYAR DOLAR POZITIF ETKI
Mevcut politikalarin devaminin Baz senaryo, SHURA’nin gelistirdigi hizlandirilmis dönüsümün ise Dönüsüm senaryosu olarak adlandirildigi rapora göre, Dönüsüm senaryosu uygulandiginda 2030 yilinda Gayri Safi Yurt Içi Hasila’da (GSYIH) net pozitif etki görülecek. GSYIH reel olarak toplam yüzde 12,8 artacak. Bu seviye Baz senaryoya oranla yüzde 1’lik bir artisa karsilik geliyor.
Dönüsüm senaryosunda enerji verimliliginin artmasiyla 2030 yilinda elektrik tüketimi Baz senaryoya kiyasla yüzde 10 azalirken, elektrik üretiminin yüzde 55’i, yüzde 30’u rüzgar ve günes olmak üzere, yenilenebilir enerji kaynaklarindan saglaniyor.
Dönüsüm senaryosu uygulandigi takdirde, yenilenebilir enerji ve enerji verimliligi Türkiye’nin dis ticaret dengesi üzerinde ciddi etki gösterecek, artan sanayi ihracati ve azalan ithalatla birlikte dis ticaret dengesi üzerinde yillik 10 milyar dolar pozitif etki saglayacak.
ITHAL YAKITTA YILDA 1 MILYAR DOLAR TASARRUF
Raporda, dis ticaret dengesi konusuda su ifadelere yer verildi:
”Dönüsüm senaryosu, yalnizca net enerji ithalatini azaltmakla kalmayip, verimlilik artislari sayesinde, ihracata yönelik sektörlerin rekabet gücünü de artiracak. Baz senaryoda da dis ticaret açigi konusunda iyilesmeler görülse de, Dönüsüm senaryosunun dört kat daha fazla etki göstermesi bekleniyor.”
Enerji verimliliginde ilerlemeler ve yenilenebilir enerjinin artan kullanimiyla, enerji ithalati maliyetinin azalacagi vurgulanan çalismada, ayrica 2030’a gelindiginde yalniz ithal yakit maliyetinde yillik 1 milyar dolar tasarruf edilebileceginin alti çiziliyor.
43 BIN YENI IS FIRSATI
Rapora göre, Dönüsüm senaryosu ile elektrik üretiminde fosil yakit kullaniminin yol açtigi saglik ve çevre maliyetleri yillik 2,5 milyar dolardan 1,1 milyar dolara inecek. Dönüsümle birlikte CO2 emisyonlarinin azalmasi da 1,3 milyar dolar deger yaratacak. 2030 yilinda baz senaryoda 5,1 milyar dolara ulasacagi öngörülen CO2 emisyonlari maliyetinin dönüsüm senaryosunda 3,8 milyarda kalacagi öngörülüyor.
Dönüsümün istihdama etkisine gelince: Yenilenebilir enerji yatirimlarinin 2030 yilina kadar hem Baz, hem Dönüsüm senayolarinda 500 binden fazla yeni is olanagi yaratmasi bekleniyor. Dönüsümle birlikte madencilik ve fosil yakita dayali enerji üretimindeki istihdama negatif etki söz konusu olsa da toplam istihdam üzerinde net pozitif etkisi olacak ve Baz senaryoya kiyasla ek 43 bin yeni is olanagi yaratmasi bekleniyor. Tüm sektörlerde 2018 yilina kiyasla hem baz senaryoda hem dönüsüm senaryosunda istihdam artisi olacak. Ancak, tarim, gida isleme ve tekstil gibi geleneksel ve emek yogun sektörlerdeki artisin dönüsüm senaryosunda baz senaryodakinden daha düsük olmasi bekleniyor. Dönüsümle birlikte en büyük artisin ise verimlilik artislarinin en fazla kendini gösterdigi otomotiv, makine, beyaz esya, kurulum ve onarim ile kimya sektörlerinde olmasi bekleniyor.
Raporda elektrik üretiminde fosil yakitlardan yenilenebilir kaynaklara geçise yönelik 2030 vizyonunu hayata geçirmek için sunlar öneriliyor:
Karbon fiyatlama mekanizmasi ve ticaret sistemi hayata geçirilmeli
Piyasaya dayali mekanizmalarla birlikte gereken durumlarda yenilenebilir enerji için tesviklerin sürdürülmesi
Fosil yakitli elektrik santrallerine yönelik tesvikler gözden geçirilmeli ve verimli olmayanlar sonlandirilmali
Enerji verimliligini saglamak için uzun vadeli planlama ve piyasaya dayali politikalar uygulanmali