Fransa’nin basi çektigi 10 Avrupa Birligi ülkesi, geçtigimiz günlerde Avrupa Komisyonu’nun nükleer enerjiyi “yesil enerji kaynagi” olarak görmesi ve AB'nin sürdürülebilir finans kurallarinin bir parçasi olarak kabul etmesi gerektigini anlatan bir mektup yazmisti. Çekya, Finlandiya ve Romanya’nin da aralarinda bulundugu bu 10 ülkeye göre nükleer enerji, uzun yillar boyunca AB tüketicilerini hem fiyatlarin degiskenligine maruz kalmaktan koruyacak hem de uygun fiyatli, istikrarli ve bagimsiz bir enerji kaynagi sunmus olacak.
Nükleer, temiz enerji üretmenin disinda yeni teknolojilerin farkli sektörlerde gelismesine de katkida bulunuyor. Endüstri, tarim, tip, mühendislik ve uzay çalismalari gibi konu basliklarinda yenilikçi ilerlemelere kapi aralayan nükleer teknolojilerin, Türkiye’de de Akkuyu Nükleer Güç Santralinin (NGS) faaliyete geçmesinin ardindan gelismesi bekleniyor.
Nükleer teknolojiler hayatin her alaninda katki sagliyor
Seul Ulusal Üniversitesi Nükleer Termal Hidrolik Mühendisligi Laboratuvari Nükleer Enerji Yüksek Mühendisi Erol Biçer’e göre de “Nükleer, enerjiden çok daha fazlasi”. Biçer, nükleer uygulamalarin hayatin her alaninda gelisime büyük katki sagladiginin altini çizerek sunlari söyledi:
“Nükleer teknolojiler, tarim ve gida sektöründe hasereyle mücadelede, tohumlarin islahinda, gidalarin raf ömrünün uzatilmasi ve sterilizasyonunda kullaniliyor. Endüstride boru ve metallerdeki üretim ve kaynak hatalari tespitinde, tahribatsiz muayenede, her türlü sanayi ürününün yogunluk, kalinlik ve kaplama ölçümünde radyoaktif kaynaklar ve radyoizotoplardan yararlaniliyor. Sanayide kullanilan makinelerin performans ölçümleri ve isleyislerinin izlenmesi, izleyici (tracer) adi verilen radyoaktif çekirdeklerden yararlanilarak yapiliyor. Radyoaktif madde kullanan modern detektör ve izleme teknolojileri ile gümrüklerde ülkemize giren ürünler kontrol ediliyor. Nükleer teknoloji havaalanlarinda yolcu ve valizleri kontrol etmede de kullaniliyor. Radyoaktif izleme yöntemiyle yeni su kaynaklari bulunabilir. Radyasyon sensörleri ve nötron kaynaklari, yeni petrol ve gaz sahalarinin potansiyelini anlamamizi saglar. Nükleer teknoloji, çevredeki çesitli kirletici faktörleri tespit ve analiz etmek için de kullanilir. Bunlar çevre kirliligine neden olan kükürt dioksit, tarimsal atiklar, su kirliligi ve gaz salimlari gibi sorunlarla mücadelede aktif rol almaktadir. Bu uygulama alanlarinda radyoaktif izleyiciler kullanilir. Bu izleyiciler, kirletici maddelerin tespitinde ve analiz edilmesinde önemli bir rol oynar. Kirletici maddelerden alinan örnekler incelenerek hangi izotoplardan olustugu, nereden ve ne zaman geldigi hakkinda bilgi edinmek nükleer teknikler ile mümkündür. Ayni teknikler, yasamimiz için hayati önem tasiyan su kaynaklarinin tespiti, su döngüsünün analizi ve sürdürülebilirliginin anlasilmasinda da kullaniliyor. Bu teknikler bilim adina o kadar önemlidir ki; bu alanla ilgili ‘izotop hidrolojisi’ isimli bir bilim dali olusmustur.”
“Hastalik tanisinin konulmasinda nükleer teknolojinin rolü önemli”
Nükleer teknolojilerin tipta da genis bir kullanim alanina sahip oldugunu belirten Biçer, bu teknolojilerinden hem tani hem de tedavi asamalarinda yararlanildigini belirtti. Biçer, söyle devam etti: “Hastalik tanisinin konulmasinda nükleer teknolojinin rolü önemlidir. Özellikle lenf ve yemek borusu kanserlerinde ve karsilasilan bazi kanser türlerinde bu yöntem tercih edilir. Manyetik rezonans görüntüleme (MRI) gibi nükleer temelli teknolojiler, hastalar bir operasyona maruz kalmadan önce hastaligin erken asamasindaki tespitinde kullanilmaktadir. Bu tekniklerle tümörün yeri tam olarak tespit edilerek hastalikla ilgili semptomlar ortaya çikmadan önce gerekli önlemler alinmis olur. Nükleer teknolojinin en yaygin kullanim alanlarindan biri olan nükleer tip, hayat kurtarici bir rol oynar. Nükleer teknolojilerin bunlarin disinda kullanilan önemli alanlardan biri de hastanelerde yapilan sterilizasyon uygulamasidir. Kisisel bakim ürünlerinin sterilizasyonu genellikle nükleer teknolojiler kullanilarak yapilmaktadir. Örnegin, kontakt lenslerin solüsyonlari korneanin mikrop kapmamasi için gama radyasyonu ile sterile edilmektedir. Bu teknoloji ile yapilan sterilizasyon, kozmetik ürünleri, ev kokulari, çocuk bezleri, tamponlar ve daha birçok ürünün üretiminde kullanilmaktadir. Bunun disinda gözlük camlarinin yapiminda uygun nem içerigini tutturmak için nötron problari kullanilmaktadir. Bunlarin hepsi nükleer teknolojilerin hayatimizda olan fakat fark etmedigimiz uygulamalardir.”
PCR testlerinde de kullaniliyor
“Su an pandeminin ortasindayiz” diyen Biçer, dünyada korona virüsü tespit etmek, izlemek ve incelemek için en yaygin olarak kullanilan ve en dogru sonuçlari veren PCR testlerinin de yine nükleer teknolojilere dayandiginin altini çizdi. Biçer, “Bu yöntemle bilim insanlari geleneksel testlerin aksine sonuçlari henüz arastirma sürecindeyken görebiliyor. ‘Ters transkripsiyon polimeraz zincir reaksiyonu’ (RT-PCR) adi verilen bu teknikte test için bir kisinin burnu veya bogazi gibi vücudunda virüsün biriktigi kisimlarindan bir örnek aliniyor. Bu örnek, proteinler ve yaglar gibi maddeleri uzaklastirip sadece içinde bulunan RNA'yi çikaran çesitli kimyasal solüsyonlarla isleniyor. Bu ekstrakte edilen RNA, bir kisinin kendi genetik materyali ile numunede varsa korona virüs RNA'sinin bir karisimidir. Sonrasinda yapilan islem ise belirli bir enzim yardimiyla RNA’nin DNA'ya dönüstürülmesidir. Bilim insanlari, daha sonra kopyalanan viral DNA'nin belirli bölümlerine tamamlayici olan ek kisa DNA parçalari ekler. Bu parçalar, numunede virüs varsa viral DNA'nin belirli bölgelerine baglanir. Bu karisim daha sonra bir RT-PCR tüpüne yerlestirilir. Bu tüp belirli kimyasal reaksiyonlari baslatmak için sürekli sicakligi degistirerek DNA’nin belirli bölgelerinin yeni kopyalarini olusturur. Bu islem de birçok kez tekrarlanir. Yeni kopyalar olusturuldukça DNA ipliklerine markörler eklenir ve ardindan göstergeyi ekranda gerçek zamanli olarak gösteren cihazin hesaplayicisi tarafindan seviyesi ölçülen floresan boya serbest birakilir. Hesaplayici, her döngüden sonra numunedeki floresan sinyalinin seviyesini izler. Bu gösterge ile belirli bir floresan seviyesinin asilmasi, virüsün varligini onaylamis olur. Bilim insanlari ayrica enfeksiyonun ciddiyetini tahmin etmek için bu seviyeye ulasmak için kaç döngü gerektigine de bakarlar. Döngü ne kadar azsa viral enfeksiyon o kadar siddetlidir. Gerçek zamanli RT-PCR son derece hassas ve dogrudur ve 3 saat gibi kisa bir sürede güvenilir tani saglayabilir. Laboratuvarlar ise genellikle ortalama 6 ila 8 saat gerektirir” dedi.
Nükleerin kullanim alani sanata kadar uzaniyor
Nükleer teknolojilerin sanatta da kullanim alanlari bulunuyor. Bu teknolojide radyokarbonla yapilan yas belirleme teknigi uygulaniyor. Bu sayede nükleerin kültür-sanat basligi altinda da insanliga katki sagladigini söyleyen Biçer, “Sanat eserlerinin yaslarini belirlemedeki en yaygin kullanilan tekniklerden biri de nükleer altyapisi olan radyoaktif izotop karbon-14 ile yas belirleme teknigidir. Dünyanin bilinen en eski kült yapilar toplulugu olan Göbeklitepe ve bilinen en eski yazmalar olan Ölü Deniz Yazmalari da nükleer teknolojilerin kullanildigi karbon-14 testi ile yasi belirlenen eserler arasinda yer aliyor. Bunun disinda X isinlari sayesinde tablolarin görünmeyen kisimlarinda neler oldugunu ve sanatçinin resmi yaparken kullandigi teknigi belirleyebiliyoruz. Iyonlastirici radyasyon teknikleri nadir ve narin sanat eserlerinin parazitler tarafindan zarar görmesini durdurmak için de kullanilir. Sanat eserinin durumuna göre belirlenen dozda verilen radyasyonla eser, zarar vermeden dezenfekte edilir. Ilk olarak 1977’de Firavun 2. Ramses’in mumyasi üzerinde basarili bir sekilde kullanilan bu teknik, daha sonra birçok sanat eserinin geri kazandirilmasinda önemli bir rol oynamistir” diye konustu.