Deniz Baykal, 24 Haziran 2018 tarihinde yapilan seçimlerde Antalya milletvekili seçilmisti. Baykal, saglik sorunlari nedeniyle 21 Subat 2019’da TBMM’de yemin etmis ve daha sonra TBMM’ye gelmemisti. Bunun üzerine HKP Genel Sekreter Yardimcisi ve Izmir Il Baskani Av. Tacettin Çolak, Deniz Baykal hakkinda hazirladiklari dosyayi dün Izmir PTT Pasaport Subesi’nden Türkiye Büyük Millet Meclisi Baskanligi’na gönderdi.
“Görevini ifa edemedigi açiktir”
TBMM Baskanligi’na verilen dilekçede, “Deniz Baykal’in rahatsizligi tabi ki her insanin basina gelebilecek insani bir durumdur. Sagligina kavusmasi yönündeki temennilerimizle birlikte kendisine acil sifalar dileriz. Ancak Deniz Baykal’in, seçim öncesinde var olan ve hâlâ devam etmekte olan saglik sorunlari nedeniyle meclisteki milletvekilligi görevini ifa edemedigi açiktir” ifadelerine yer verildi.
O maddeler hatirlatildi
Dilekçede, Anayasanin Milletvekilliginin düsmesi baslikli 84’ncü maddesi ve Iç Tüzügü’nün 138’nci maddesi çerçevesinde, “Meclis çalismalarina özürsüz veya izinsiz olarak bir ay içerisinde toplam bes birlesim günü katilmayan milletvekilinin milletvekilliginin düsmesine, durumun Meclis Baskanlik Divaninca tespit edilmesi üzerine, Genel Kurulca üye tamsayisinin salt çogunlugunun oyuyla karar verilebilir” hükmü hatirlatildi. Dilekçede, Deniz Baykal’in milletvekili maasi, sekreter ve danismanlarinin maaslari, telefon giderleri, saglik giderleri, ofis giderlerinin meclis bütçesinden karsilandiginin alti çizildi.
“Milletvekilliginden çekilmesi etik bir davranis olurdu”
Dilekçenin devaminda, “Deniz Baykal; zaten yillardir milletvekillerine saglanan tüm hak ve ayricaliklardan yararlanmaktadir. Saglik giderleri de devlet tarafindan karsilanmaktadir. Milletvekilligi görevini yapamayacak kadar saglik sorunlari olan birisinin daha basta aday olmamasi ya da aday yapilmamasi gerekirdi. Seçildikten sonra da sadece yemin disinda meclise hiç gelmeyen bir milletvekilinin kendiliginden çekilmesi ya da partisi tarafindan bu çekilmenin saglanmasi etik bir davranis olurdu. Üç yili askin sürede ne anilan kisiden ne de partisinden böyle bir davranis gelmeyince kamuyu savunmak müvekkil partiye düsmüstür” ifadelerine yer verildi.
Dilekçede, Deniz Baykal’in milletvekilliginin düsürülmesi, 24 Haziran 2018 tarihinden itibaren Baykal’a ödenen milletvekilligi maaslariyla birlikte, sekreter ve danismanlarina ödenen maas ve ek ödemelerin yasal faizi ile birlikte kamu bütçesine dâhil edilmek üzere geri istenmesi talep edildi.
“Kendisine acil sifalar dileriz”
TBMM’ye gönderilen basvurunun ardindan Av. Tacettin Çolak açiklama yapti.
Çolak su ifadelere yer verdi:
'Meclise sadece milletvekili sifati almak için yemin etmeye gelen ve bunun disinda hiçbir faaliyete katilmayan Deniz Baykal gerek milletvekili maaslarini, gerekse danismanlik ve diger milletvekili ayricaliklarini haksiz yere almaktadir. Bu, ayni zamanda sebepsiz zenginlesmeye neden olmaktadir. Deniz Baykal’in hastaligi elbette insani bir durumdur. Kendisine acil sifalar dileriz.
Aslinda bunu Meclis Baskanliginin Anayasa’nin 84’üncü maddesi ve Meclis Iç Tüzügü’nün 138’nci maddesi çerçevesinde 'bir ay içinde bes birlesime katilmayan milletvekilligi düsürülür' seklinde hükümler uyarinca girisimlerde bulunup, bizim taleplerimizi kendiliginden karsilayabilirdi. Ama maalesef Deniz Baykal’la AK Parti iktidari arasinda gayri mesru iliskiler söz konusudur. Bunun en son gündeme geleni de Antalya Kas Çukurbag Yarimadasi’nda kendisi ve yakinlarina elde etmis oldugu arazi vurgunudur. Dolayisiyla AK Parti’ye gerek ana muhalefet partisi liderligi döneminde gerekse sonraki süreçte ciddi anlamda hukuk disi katkilarda bulunan Deniz Baykal’in hiçbir milletvekilligi çalismasi görevi yürütmeden milletvekilligi ayricaliklarindan yararlanmasina AK Parti iktidari da seyirci kalmaktadir.
Halkin Kurtulus Partisi, tüm haksizliklar, hukuksuzluklar ve adaletsizlikler karsisinda oldugu gibi bu olayda da kamunun hakkini, tüyü bitmemis yetimin hakkini savunmak için harekete geçmistir. Çünkü Millet Meclisi’nin bütçesi halkin vergilerinden olusmaktadir. Tüm halkin alinteriyle olusan vergilerden bir kisinin sebepsiz zenginlesmesine neden olunmasi ayni zamanda da suçtur, hukuk disi bir davranistir. Bunun için harekete geçtik.'
Kaynak : Haber Merkezi