Istanbul`un pek çok tarihi mirasa ev sahipligi yapan ilçesi Fatih Sultanahmet'te, bulunan bu üç katli binanin altinda Bizans Imparatorlugu'ndan günümüze ulasan kalintilar yer aliyor.
Önceden halici olarak kullanilan binanin bodrum katindaki kapisi, Büyük Saray'dan kalma taban mozaiklerine açilirken, yer altinda kalan kismi sarayin bir kilisesine açiliyor.
Kilisenin içerisinde kalan ayazma ise, Istanbul'da bilinen 5 Bizans Ayazmasi'ndan biri olup, duvarinda Hz. Meryem'in silüeti bulunuyor.
Içerisindeki suyun da Hristiyanlik inancina göre hala kutsal olduguna inaniliyor. Öte yandan tarihi yapida Osmanli Dönemi'nden kalma kalintilar da görülüyor.
“Üst katta gördügümüz Erken Bizans Mozaikleri'ne ulasiyorlar”
Tarihi yapinin kesif sürecinden bahseden gönüllü Bizantolog Mehmet Hakan Ersoy, “Buranin kesif olayi aslinda söyle oldu. Bu bina yapilmadan önce buranin kazi çalismalari esnasinda ufak tefek bazi tarihi eserlere rastlanilmis. Bu da ilgi uyandiriyor. Daha sonrasinda hassas bir çalismaya girisiyor ekipler ve yaklasik iki sene boyunca bu hassas çalismanin akabinde üst katta gördügümüz Erken Bizans taban mozaiklerine ulasiyorlar. Bu taban mozaikleri Opus Tessellatum biçimde yapilmis olup, küçük küçük mozaikler halinde dösenmistir. Daha sonra yine ayni hassasiyet içinde bulundugumuz bu yapi kesfedilene kadar devam ediyor. En son buraya geldiklerinde bu tonozlu yapiyi buluyorlar. O zaman içi toprakta dolu ve temizlenmesi baya güç” dedi.
“Arkasinda çok güzel bir Meryem Ana Freskosu bulunuyor”
Burayi koruyan bina sahibine tesekkür eden Ersoy, “Burayi da zamanla ve hassas bir çalismayla temizlemeye devam ettiklerinde görmüs oldugunuz bazi önemli bulgular kesfediyorlar. Daha sonrasinda kemere denk geliyorlar. Kemerin akabinde de oradan bir su çiktigini görüyorlar. Bu su çikinca da ayazma oldugu ortaya çikiyor. Arkasinda da çok güzel bir Meryem Ana Freskosu bulunuyor. Orada Grekçe bir kitabi var, fakat çok tahrip oldugu için su an okunamiyor. Bu bina özel bir sirket tarafindan kullaniliyor. Burasi için söyle bir sey söyleyebilirim, burada emegi geçen mal sahibi için konusuyorum. Burayi kendi cebinden temizletip halka kazandirdigi için de kendisine çok tesekkür ediyoruz” diye konustu.
“Yapida Osmanli'nin izlerini görmekte mümkün”
Meryem Ana resminin daha sonra eklendigini belirten Gönüllü Bizantolog Faruk Emrah Dervisoglu ise, “100 bin metrekare alan üzerine kurulu olan Büyük Saray'in dini bir tesisinin içerisinde bulunuyoruz. Bu kilise ve ayazma erken Bizans dönemi olarak bilinmektedir. Zaman içerisinde degisik çalismalar yapilmistir. Bu gördügümüz yapida Osmanli'nin izlerini görmekte mümkün. Hemen üzerimizde gördügümüz tonoz yapi Osmanli'ya aittir. Ayni zamanda ayazma üzerindeki kucaginda bebek Isa bulunan tek gözü tahrip olmus Meryem Ana Freskosu 14'üncü yüzyilda Paleologos tarafindan ekletilmistir” ifadelerini kullandi.
“Bir papazin bu suyun kutsal olduguna inanarak içtigi biliniyor”
Ayazmanin içerisindeki suya sebeke suyunun karismis olabilecegini söyleyen Dervisoglu, “Istanbul'da bulunan dört ya da bes ayazmadan biridir. Bunun için önem arz etmektedir ve Bizans Ayazmasi'dir. Hristiyanlik aleminde hala gelen papazlar buranin kutsal olduguna inaniyor. Ama biz bunun günümüzde bu kadar saf kalmadigini inaniyoruz. Sebeke veya kanalizasyon suyunun temas etme ihtimali çok yüksek. Bu yüzden içilebilir bir durumda olduguna inanmiyoruz. Zamanin da bir papazin buraya getirildigi ve suyun kutsal olduguna, pis olmadigina inanarak bu suyu içtigi biliniyor. Bir dönem insanlar giriyordu ama su an ziyarete kapali” seklinde konustu.