Tarih: 04.09.2021 00:12

Devlet Bahçeli'den son dakika ittifak ve seçim baraji açiklamasi: 2 yol var...

Facebook Twitter Linked-in

Bahçeli, barajin yüzde 7'ye çekilmesine 'MHP’yi kurtarma hamlesi’ olarak görenlere sert tepki göstererek, 'Bu çerçevede bulanik suda balik avlama seferine çikan sözde uzman ve kiralik kalemler gafil olmalari bir yana vahim bir hesap hatasi yapmislardir' ifadelerini kullandi MHP Genel Baskani Devlet Bahçeli yaptigi açiklamada, 'Televizyon ekranlarindaki tartisma programlarinda veya gazete köselerinde seçim barajinin yüzde 7'ye çekilmesini 'MHP’yi kurtarma hamlesi' olarak yorumlayan, bu çerçevede bulanik suda balikavlama seferine çikan sözde uzman ve kiralik kalemler gafil olmalari bir yana vahim bir hesap hatasi yapmislardir. Cumhurbaskanligi Hükümet Sisteminde, milli iradenin adil ve hakkaniyetli biçimde TBMM'ne yansimasinin bize göre iki yolu bulunmaktadir: Birinci yol, seçim barajinin indirilmesidir. Ikinci yol ise siyasi partilerin kurumsal kimliklerini muhafaza ederek seçim ittifaki yapmalarinin yasal içerige kavusturulmasidir' ifadelerini kullandi. Bahçeli'nin yaptigi yazili açiklama su sekilde: Seçim barajinin yüzde 7'ye çekilmesiyle ilgili Sayin Cumhurbaskanimizin görüs ve degerlendirmesini müteakiben Milliyetçi Hareket Partisi de ayni dogrultuda kanaat bildirmis, baskaca bir arayis ve beklentiye gerek olmadigindan bahisle siyasi tutumunu Cumhur Ittifaki'nin durusuna müzahir sekilde netlestirmistir. 1 Eylül 2021 tarihli yazili basin açiklamamiz bu konudaki tavir ve düsüncemizi berrak ölçüde izah ve ifade etmistir. Niyet okuyuculugu yapanlar bir kez daha bosluga düsmüslerdir. Televizyon ekranlarindaki tartisma programlarinda veya gazete köselerinde seçim barajinin yüzde 7'ye çekilmesini “MHP'yi kurtarma hamlesi” olarak yorumlayan, bu çerçevede bulanik suda balik avlama seferine çikan sözde uzman ve kiralik kalemler gafil olmalari bir yana vahim bir hesap hatasi yapmislardir. Milliyetçi Hareket Partisi'nin baraj kaygisiyla hareket etmedigini, böylesi bir korkuyu tasimadigini israrla söylememize ragmen akil tutulmasiyla malul olanlarin sakat, sapkin ve sancili propagandaya tevessül ederek aksini iddia etmeleri hastalikli bir ruh halinin tezahüründen baska bir manaya gelmemistir. Ahlak ve güvenirlik barajina takilip kontrolsüzde savrulan çevrelerin seçim baraji üzerinden partimizin itibar ve haysiyetine leke sürme yarisina girmeleri hem küstahlik hem de kifayetsizliktir. Zillet ittifakina yeminli sözcülükle görevli olanlar, özellikle 16 Nisan 2017 Halkoylamasinda Cumhurbaskanligi Hükümet Sistemi'ne geçilmesini, 9 Temmuz 2018 tarihi itibariyle bu durumun resmilesmesini anlasilan hala idrak ve hazmedilmis degillerdir. “YAPTIKLARININ BEDELINI ÖDEYECEKLERDIR” Tarihin ve siyasi akisin gerisine düsenler yalan ve iftirayi geçim kapisi görecek kadar zavalli haldedir. Yeni yönetim sistemi 24 Haziran 2018 Cumhurbaskani ve Milletvekili Seçimlerinden sonra tesis edilmis, islerlik kazanmistir. Artik suyu tersten akitmanin imkâni kalmamistir. Siyasete yön veren yeni siyasi kurallar manzumesi devreye girmistir. Ne kadar yok sayilsa da, siyasi yaklasimlar ve siyaset kurumu yeniden sekillenmis, siyaset zeminin ilke ve kurumlari yeni bastan tecelli etmistir. Dogal olarak siyasetin icrasiyla anlayis mizaninda yapisal degisiklik ve dönüsümler saglanmistir. Kaldi ki, ortak zemin arayislari ve uzlasma kültürünün sivrilmesiyle yeni bir siyaset alani belirmistir. Bu yeni siyaset alani ve anlayisina ayak uyduramayan siyasi partiler ve makus diger aktörler elbette milletimizin demokratik tasarrufuna maruz kalacaklar, bu suretle yaptiklarinin bedelini ödeyeceklerdir. 2023 yilinin Haziran ayinda gerçeklestirilecek seçimler buna sahne olacaktir. Yeni yönetim sistemine geçis süreci basariyla atlatilmistir. Bu sürecin siyasi hesap ve önyargilardan bagimsiz sekilde yürütülmesi ve yeni sistemin saglam temeller üzerinde bina edilmesi hususunda Cumhur Ittifaki bütün iyi niyet ve yapici tavrini göstermis, buna da devam etmektedir. “YALAN VE DEDIKODU ÇARKI ILK ÖNCE BU ÇARKI KURANLARI ÖGÜTECEKTIR” Cumhurbaskanligi Hükümet Sisteminde, milli iradenin adil ve hakkaniyetli biçimde TBMM'ne yansimasinin bize göre iki yolu bulunmaktadir: -Birinci yol, seçim barajinin indirilmesidir. -Ikinci yol ise siyasi partilerin kurumsal kimliklerini muhafaza ederek seçim ittifaki yapmalarinin yasal içerige kavusturulmasidir. Bilindigi üzere, ikinci yol yasal bir düzenlemeyle hayat bulmustur. Sirayi ise birinci yolun temini almistir. Anayasa'nin 67'inci maddesinde seçim kanunlari hakkinda su temel hükmün varligi okuma yazma bilen herkesin malumu oldugu bir gerçektir: “Seçim kanunlari temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bagdastiracak biçimde düzenlenir.” Bu anayasa hükmü herkes için baglayicidir. Cumhurbaskanligi Hükümet Sistemi'nde Cumhurbaskani dogrudan halk tarafindan seçilecegi ve hükümet TBMM'den güvenoyu almayacagi için “yönetimde istikrar” ilkesi kendiliginden vasat bulmustur. Bu konuda kafa karistirici veya tartismaya açik hiçbir taraf da yoktur. Bunun devaminda, yüzde 10 seçim barajinin korunmasinin ayrica mesru ve siyasi hiçbir gerekçesi de kalmamistir. Bu kapsamda anayasal norm olan “temsilde adalet” ilkesinin olabilmesi için seçim barajin düsürülmesinden baska bir seçenek görülmemektedir. Millet iradesinin adilane ölçülerde TBMM'ne aynisiyla yansimasinin baska bir yöntemi de düsünülemeyecektir. Seçim mevzuati açisindan seçim barajiyla ilgili arayis ve çalismalarda, Cumhurbaskanligi Hükümet Sistemi'nin yeni bir siyaset denklemini beraberinde getirdigi unutulmamalidir. Milliyetçi Hareket Partisi'nin hedefi de bunu saglamaya yöneliktir. Hiç kimse saman altinda igne arama gayretkesligine heves etmemelidir. Yüzde 7 seçim baraji üzerinde kurulan yalan ve dedikodu çarki ilk önce bu çarki kuranlari ögütecektir. Kaynak:habermerkezi


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —