Tarih: 16.08.2021 10:36

Bu agacin yasi hesaplanamiyor

Facebook Twitter Linked-in

Ankara’nin Gökler köyünde yasayan vatandaslar mahallelerinde bulunan kara dut agacinin 2 bin yillik olduguna inaniyor. Yillarca meyvelerle kendilerini tedavi ettiklerini ifade eden köylüler, agaçla ilgili efsanelerin oldugunu anlatti. Ankara’nin domates ve dut meyvesiyle meshur olan ilçesi Ayas, yüzlerce yillik anit agaca ev sahipligi yapiyor. Gökler köyünde bulunan devasa büyüklükteki dut agacinin 2 bin yillik oldugunu düsünen köylüler dut agacinin meyvelerinin sifali olduguna inaniyor. Görüntüsüyle adeta bir ahtapotu andiran kara dut agaci anit agaç olarak tescillendi. Hazine arazisi üzerinde bulunan dut agaci halk arasinda efsanelere de konu olmus. Kimi agaçtan düsenin esek olduguna, kimi de koparilan her dalin dut agaci tarafindan geri alinacagina inaniyor. Asirlar boyu meyvesiyle köylülerin kendini tedavi ettigi dut agacinin zaman zaman definecilerin de hedefi oldugu ögrenildi. Kökleri tarihe isik tutan asirlik dut agaci, yillara meydan okuyan varligiyla Gökler köyünün simgelerinden biri. 23 yildir Gökler köyünün muhtari olan Muhterem Özdemir, 'Köyümüz Ankara’ya 54 kilometre uzaklikta. Bu agaç çocuklugumdan bu yana bende duygular uyandirir. Dut agacimizla ilgili inceleme yaptirdim. Dut agacimizin 2 bin yillik oldugunu tescillediler. Buradaki ahtapota benzeyen agaçlarin ayri kökleri oldugu saniliyor ama bu agaç tek kök bir agaç. Bu agaçtan dut toplamak için gelen vatandaslar var. Onlardan istegimiz agaca zarar vermemeleri. Bu dut agaci meyvesi sifadir. Agiz yaralarina iyi gelir. Kisin pekmezini surubunu yaparlar. Kisin bir bardak içinde sanki vitamin depolamis gibi oluruz' dedi. '2 bin yillik oldugunu duyunca çok gurur duydum' Kara dut agacinin hazine arazisi üzerinde bulundugunu kaydeden Özdemir, yetkililere agacin çevresinin düzenlenmesi ve bakimin yapilmasi için çagrida bulundu. Vatandaslarin dut toplarken agaca zarar vermemesi gerektigini belirten Özdemir, 'Bunu ticari amaçli yapsinlar istemiyoruz. Buradan 15 kg toplayip kendi ticarethanelerinde kullananlar oluyor. Herkes faydalansin istiyoruz. 2 bin yillik oldugunu duyunca çok gurur duydum. Buraya kadin bir hoca getirmis dut agaci yaninda namaz kilmis. Burada kadinin namaz kildigini görenler burada define aramislar. Agaca zarar vermisler. Biz de tekrar doldurduk agacin altini kurtardik. Bu bir eser. Insan gücünü dahi kullansa öyle bir agaç yetistiremez. Buna sahip çikmamiz lazim. Gökler Köyü muhtarligi olarak bakimini yapariz. 2 bin yil daha gider belki bu agaç' dedi. Çocuklugunun agacin gölgesinde geçtigini belirten Hatip Hüseyin Özata ise '7 yasimdan sonra benim hayatim hep burada geçti. Babam burada hayvancilik yapardi. Onun yanina gidip gelirken burada yetistik. Okul tatil oldugunda buraya gelirdik. Bu agaç ben 7 yasindayken de böyleydi. Heybeti ile her seyi ile ayniydi. Biraz korunsaydi daha düzgün olabilirdi. Küçükbas hayvancilik oldugu için burada hayvanlar yiyor dallarini, zarar veriyor' diye konustu. 'Yillardir sifalandik, simdi de çocuklarimiz çocuklarina yapiyor' Özata, 'Ben çocuklarima anlattim simdi de torunlarimiza anlatiyoruz. Simdiki çocuklar akilli. Dut agacinin heybetini görünce soruyorlar. Bu agacin heybetine durumuna göre yasi belirleniyor. Ben 63 yasindayim. Dutun sifali oldugu söylenir. Ben üsüttügümde bu duttan hemen yerdim. Atesi düsürür, uçuk agiz yaralari hep kaybolur. Yillardir sifalandik, simdi de çocuklarimiz çocuklarina yapiyor. Sehirde yasiyorlar ama gelip alirlar. Böyle agaç nasil yetistirilecek. Tarihi agaç korunma altina alinmali. Her kolunun yattigini 100 yil derler 150 yil derler' ifadelerini kullandi.


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —