Amerika Birleşik Devletleri, Güney Sudan vatandaşlarının tüm vizelerini iptal ettiğini resmen duyurdu. Bu karar, Trump yönetimi, Güney Sudan'ın sınır dışı edilmek istenen vatandaşlarını “zamanında” kabul etmediği gerekçesiyle alındı. Açıklamayı ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio yaptı. Rubio, “Her ülke, başka bir ülke kendi vatandaşlarını sınır dışı etmek istediğinde, onların dönüşünü kabul etmelidir. Güney Sudan bu temel kurala saygı göstermiyor,” diyerek Güney Sudan’a net bir uyarıda bulundu.
Rubio, Güney Sudan geçiş hükümetinin ABD’nin sağladığı avantajları kötüye kullandığını ifade ederken, artık bu dönemin sona erdiğini belirtti. Bu gelişme, iç siyasi ortamı oldukça kırılgan olan Güney Sudan’da, yeni bir iç savaşın fitilini ateşleyebileceği yönünde endişelere yol açtı. ABD’nin aldığı bu karar, ülkedeki mevcut gerilimi daha da derinleştirme riski taşıyor.
Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşü sonrası, göçmen politikalarında görülen sertleşme bu kararla yeni bir evreye geçti. Çünkü bu, ABD’nin ilk kez tek bir ülkenin vatandaşlarına yönelik bu ölçüde geniş çaplı bir vize iptali kararı alması anlamına geliyor.
Güney Sudan’da İç Savaş Alarmı: Barış Anlaşması Çöktü, Diplomatik Çıkmaz Derinleşiyor
Sudan'dan 2011 yılında ayrılarak bağımsızlığını ilan eden Güney Sudan, o tarihten bu yana istikrarsızlık, şiddet ve siyasi çekişmelerle boğuşuyor. 2013 yılında başlayan ve yaklaşık 400.000 insanın hayatını kaybettiği beş yıllık iç savaş, 2018’de Cumhurbaşkanı Salva Kiir ile rakibi Riek Machar arasında imzalanan güç paylaşımı anlaşmasıyla sona ermişti. Ancak bu anlaşma tam anlamıyla hayata geçirilemedi.
Geçtiğimiz ay, muhalefet lideri Machar’ın “isyana teşvik” suçlamasıyla tutuklanmasının ardından barış anlaşması fiilen çöktü. Ülkenin ana muhalefet partisi bunu resmen duyururken, siyasi tansiyon yeniden yükseldi. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Güney Sudan’ın “uçuruma” sürüklendiğini belirterek, uluslararası toplumu acil müdahaleye çağırdı.
Şiddet olaylarının artmasının ardından bazı Batılı ülkeler büyükelçiliklerini kapatma kararı aldı. ABD ise personel sayısını önemli ölçüde azalttı. Bu durum, Washington’un Güney Sudan’daki mevcut yönetime olan güvenini yitirdiğinin de açık bir göstergesi.
Yaklaşık 11 milyonluk nüfusun yaşadığı Güney Sudan, yıllardır uluslararası yardımlara bağımlı bir şekilde ayakta kalmaya çalışıyor. Trump yönetiminin dış yardımlarda yaptığı büyük kesintiler, bu kırılgan ülkeyi daha da zora soktu.
Öte yandan ABD’de yaşayan Güney Sudanlılara verilen “geçici koruma statüsü” (TPS) de 3 Mayıs’ta sona erecek. Yani bu kişiler artık ülkelerine geri gönderilme riskiyle karşı karşıya kalacak. Ancak dönecekleri ülkede kendilerini neyin beklediği belirsiz. Uzmanlara göre, bu kitlesel geri dönüşler yeni çatışmaların fitilini ateşleyebilir.